Yaşayanlar İçinŞiirin hikayesini görmek için tıklayın peki hangi kader üleşecekti şimdi
bunca birikeni herhangi bir kadın ve onun kıskançlık organları erekte vicdanı ile küsüyor bir şeylere ya da bazen her şeylere bakın.. içinde tam da denizlerin yükseldiği karıncaların toplandığı bir vakit hırpalanmış güller, söylentiler dik uykular ve ağrılar içinde görüyor kendini sırtında kararmış bir duvar oyuklar.. çatlaklar.. ve içlerinden sızanlar ateşi yükseliyor hiç olmamış okşanmaların ileride çıplak şehir dilencileri sürüler halinde ölüyüzcü o duman yürüyüşçüler hiç dinlemediler oysa kadın yaşlı bir çınarın karnından girip bir bilinen olmadan bilecekti bu sefer içte suslanmış bir adam elinde çakısı kesecekti belki de ihtirası peki az mıydı bir boynun ve dahi koynun hatırı sonra kırmızı ağlayacaktı başka hangi sese yazılabilirdi ki bir acı ve rüzgar.. yarıya bölünmüş o sedef ürperti dağılan ışık sapları hiç olmamış kavuştuklar ve içilmemiş çaylar onlar onlar ki ilk taşı atanlar o hiç günahsızlar bilemediler ellerine aldıkları gri taşlar bile akşamın ışığında maviye çalar bir harareti hakaret sanan kötü bilici kalplerini görmezden geliciler kendi organik bahçelerine inadına şizofrencik tohumlar ekerler bir inansalar ki tanrı başka bir yeşillenmeyi isteyecekti gelecekteki ormanlara inanmadılar bir ağız boşluğu gibi kurudular kadınlar ve adamlar ahh onlar ve kalpleri bir kalp ki yaşam gibi hiç kımıldamayan bilsinler hiçbir hastası kendini tam olarak vermedi ona biz hep ölüydük ve boşu boşuna dönüyordu dünya jir |
Hissediyorsun ve duygularının vanasını çatlatıyor duydukların...
Var ol şair...