"hayvanların da ruhu var.ruhlarını gözlerinde gördüm."
gözden ötesi tinsel dokunuş kanı da kan tutar bilir misin yaklaş hadi iris büyüsün etin döküldüğünü gör kemik sesleri dişlerini kamaştırsın
agnostik enseli piscine ağlama duvarında ağlarken duydun ezan sesini seccadeni serdin kilise bahçesine budha’ya selam verip gülümsedin "inanç çok odalı bir evdir."diyordun inanmak için yaradılmış avuçların ve dizlerin
can çekişen bir şehri ölüme terk ederken aşk ile baktın ufuktaki sevgiline son kez
rüyalarında kayıp harita gibi duruyor kan ağacın özür dilerim kelimesi ne ulu ve tuzlu nefes almak mı korkmak mı 227 çentik kaç asır sürdü ölümün azı dişi avuçlarında şimdi ömrün çürümemişse yaşarsın çürüdüyse ağrılarla oyulur yaşar gibi yaparsın
"artık gerçekle hayal ve rüyayı ayırt edemiyorum. gözümün önünde saydam bir şey var diğer taraftakiler donmuş durumda. en zoru hala hayatta olduğumun farkında olmam. hayal ve gerçeği bir süre sonra algılayamıyorsun. son olarak hastalıklı beynim der ki gerçeğe saldırın"
( asa aşkına çarmıh aşkına hırka aşkına ardına bile bakmadan giden vefanın anlamını bilmeyen hayal büstü richard parker’larla aynı kurtarma botuna düşürme bizi yüce yaradan... )
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Pi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
gerek senaryosuyla, oyunculuğuyla, kurgusuyla gerekse görselliği, inandırıcılığı, işlenişiyle gerçekten özgün ve müstesna bir yapıt çıkmış ortaya
pek sevmem Ang Lee filmlerini ama bu sefer elindeki malzemeyi çok iyi kullanmış.
o bottaki sahneler dalgalar deniz denizin altı ve zaman zaman üstü uçan balıklar gerçek ile hayal arasındaki devinen görüntüler ve tabi ki o mirketler:)
lakin benim dikkatimi çeken filmin finalindeki anlatılan ikinci hikaye. belli ki yönetmen kafaları karıştırmak istemiş ama şu var; birinci hikayenin gerçekliğini kanıtlayacak hiç bir bulgu yok Pi'nin de belirttiği üzere. Ve bu hikayesini daha bir inandırıcı kılmak için 'Tanrı ya göre de öyle' gibisinden bir laf etti, ki öncesinden Tanrı'ya olan inancını aşıladı zihinlerde. Yazarın inanma olayına gelince de zaten bir hikayeye ihtiyacı vardı...
...düşünmeden edemiyor insan, çünkü en nihayetinde -şairinde belirttiği üzere- gerçek ile hayal arasında gidip gidip gelmiş Pi.
cesedini sevinçle bağrına basan insanlar yalnızca filmlerde olur sanıyordum. bazen kimsenin ulaşamadığı bir durgunluk olması suyun kendi ruhuna mı yoksa hayata mı trajedi bir süre sonra alıgılaması ne çok zor.. 'hayal ve gerçeği bir süre sonra algılayamıyorsun' çünkü tüm parazitli durum fısıltıyla konuşanların ellerinde biriktirdiklerinde sanırım.. pi nin yaşamı şiirede bir şekliyle parazit değil mi..ömrümüz gibi.. pi nin yaşamı ne önde ne arkada bir yaşam.yan yana,omuz omuza kim bilir belkide el ele diye öğrettilerdi okullu zamanlarda.aramızda kalsın öğretenler öğrettikleriyle bile çelişiyordu vaktinde fakat kimse kimseye söyleyemiyordu bu durumu. fısıltıyla konuşmalar başlamıştı ve yine kimse bilmiyor fısıltıyla konuşmalar kocaman kabusları yuvarlıyordu hayatlarına.. bildiğim,pi nin yaşamını ancak ellerini yakanlar dillendirebilir..sevgiler dostuma..
Life of Pi'ye şiir... Henüz izleyemediğim harika film... Sanatı sanatla, şiiri sinemayla, müzikle, resimle buluşturmak. Okuyucu daha ne ister... Keskin vahşi hayatın vahşi imgelemleri... Tebriklerimle Feyza Abla...
yüce yaratıcı kavramı, ve diğer herşey yalnız ve yalnız gerçeklerle bulunur.
gerçeklerin hazmı ne denli katlanılmaz olursa olsun i n s a n mutlaka bir yolunu bulur.
Yol ise binbir kapıdan yalnızca bazılarının oluşturduğu seçimlerdir
ve insan karmaşık bir matematiğin ardışıklıkları karşısında sadeliği ve süresizliğin verdiği belirsizliği aynı çember içinde fakat daima değişerek seçtiği anda kendisiyle yüzleşmenin birden çok yanıtını bir çırpıda verebilir.
Değiştirilemez olan gerçekliklerin ön kabulü; ''hayatta kalabilme'' genleriyle donanmış varlığın temel ihtiyaçlarını, basit kazanımlarla karşılamayı ve '' razı olunanın '' ancak hakikatin kendisi olan yüce yaratıcıya iman ile mümkün olacağıdır.
Çünkü insan yeterince akıllı olmasına rağmen son derece savunmasız varlıklardan biri iken, aynı oranda açıklanamazlığın sezgileri ile donanır.
senin pencerenden seyir ve şiire evrilmiş duyumsamlara konuk olmak güzeldi.
en iyisi içimdeki kaplan çıkmadan gideyim.......
wewin tarafından 3/9/2013 5:13:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Geç kalmışım ben sana Feyza...
Çok güzelll....