//Ah la Vah//
...
Beni fırlatacaksın fizana da; ne olacak sanki,edecekmisin kar, bakma bana öyle efsunkar, benim kimselere söyleyemediğim derdim var, hem stemkar, hemde lebalep doldu taştı derunum vaveylada ahuzar... lale bezgin,yorgun lalezar, ne olur ’İncitmeden okşa be rüzgar...’ Yaram açıktır hep tuz basar dostlar . Ya sen öylemisin elini bırakmış böğrüne, üşüsem titrer,yansam sen harlanırsın acıdan, herkesler gitti bak kalmadı senden başaka,ne in ne ecinni var, yıllar geçtikçe artıyor katlanıyor yollar, biri bitmeden daha,diğeri sırada daha ne kadar, sağıla sağıla bitemdi içimin hüzünü, kader gösterirmi ki herkeslere gösterdiği gülen yüzünü, görmedim ben Dünyanın baharını,yazını, yapıştı kaldı bitirmiyor güzünü, ağlama be cann sil yaşlarını ağrıtma gözünü, insanlar hep der,hüküm YARADAN’ın, gül sen , kuruyan dala dönsem çatırdasa bassalarda üzerime, gül’sen, ağlarken akan yaşlar aksa gövdenden kurutma yine de gülsen, belli etme yinede ağlrken gül sen, . Ahiri dünyanın malına da varına da dönüp bakmam artık, satar olmuş pazarda beş pula dost dostu, sevgi saygı seyehata çıkmış, hatır gönül yok,kalanlar fazladan artık, dervişler erenler göçtü boş kaldı postu, azalırken iyiye dair her ne varsa, bekleyenlere gelmez,gidende keramet, istersin zaman geçmez,istemezsin biter heyhat, sağlar ölmüş,ölenlerde selamet, . Bir ip gibi çekerken ufka zaman çizgsini, toplanır hasletler bir bir ortaya, geçip giderken kervanlar edvaya, akçe geçmez,mal geçmez,mülk geçmez... kasemlerde hükmünü yitirir, inanmak inanmamak serbestti hani, azığın ektiğindir Dünya’da,biçtiğin heybede, akıp gittiyse bütün ömür hay!bede... Elüstü Rabbüküm derken alemi ervahta, kalakalırız böylece ahta!vahta... ahta, vahta yunus ça./ |
Yaram açıktır hep tuz basar dostlar..
Herzaman ki samimiyet ve güzellikte kardeşcan...Yüreğimle okudum muhabbetle