Kurbağa sesleri arasında bir yolculuk, Aklım fikrim dünde kaldı,bu günüm çok buruk Ayrık otları ve taze geliçler biçer taşırdık, Dut ağacının alaca gölgesine atı bağladık Tüm otları önüne koyup keyifle yemesine baktık; O günler yalan oldu, Babam vardı ama bu gün yok, Söğüt ağacında öten bülbüllerle şenlik yapardık Sığırcıkları vurur,toprak kokusuna hayran kalırdık, Çocukluğumuzu geçmişimizi satıp buraya sıkıştık, Bu koca şehrin binalarının gölgesinde kayıplara karıştık, Ruhumuzdan ayrı bedenlerimiz yaralı, etrafa pis koku saldık! Kader işte ne yapalım olanlara hep boyun eğdik, Alıştık güzel her şey tamam derken,kendimizden uzaklaştık, Kendini tanımayan yabancıları medeni insanlar sandık, Acayip bir yaşam bunca zamanı boşa harcadık, Vapurlar,otobüsler, dolmuşlar ve taksiler derken, Yaşamın acımasız kollarında bir yaprak gibi savrulduk, Peki bu bedenlerimizle ruhlarımıza ne zaman yolculuk!... 19.02.2013 21.45-22.15 Çengelköy/İST EROL KEKEÇ
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YOLCULUK NE ZAMAN! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YOLCULUK NE ZAMAN! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.