2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2505
Okunma

mutsuzluğun sınırları,çocukluğumuza yalancı-
bayramlıklar giydirdiğinde genişledi; artık bütün duaların-
dilencisiydik bayram namazı çıkışlarında…
sesimizi göç kuşlarına bağışladığımızda ise
ağlamayı topladık kendi yarattığımız hikayelerin içinden…
bundandır belki de
bir ağlama duvarına yarım ağız düşmüşlüğümüz…
bu halimize bir isim veremedik yıllarca
gülümsemek kendine müebbet bize ise gıyabındaydı hep
hoşgörü kendini astığında bir türkünün nakaratına
anladık ki kulağa hoş gelen her ezgi
dudak kıvrımlarımıza düşen bir ağıda gebeydi
her yas bir sus payıydı saçları ağaran zamanda…
sonra yarım yamalak önsözlerde bulduk kendimizi
cümleler giyindik kuşandık
mutlu şiirlerden bir gecekondu yaptık düşlerimize
yorulduk büyümüşlüğümüzden yeri geldi çocuk olduk-
tören alanlarında, yeni yurtlar bulduk yurtsuzluğumuza
kendi biyografimizi aynaya karşı okuyup
ve bilerek unutup kimsesizliğimizi
budala bir gülüşle ağladık halimize…
mutsuzluğun sınırları bayağı genişledi…
pencerelere bile tel örgüler çekiliyor
yalnızlığımız çok rahat can versin diye…
kızılcan
5.0
100% (2)