BİRAZ GEÇ KALMADIN MI (Sevgililer Günü’ne Dair)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bugün Sevgililer Günü; Peki siz mutlu musunuz?
Herkes aynı duygularda mı bugün? Bir yerlerde yüreğinde koskocaman bir buruklukla ağlayanlar yok mu? Elbette var... Her yerde mutlu mutlu kutlamalar yapılırken, kırmızı güllerin satışında ve fiyatında patlama olurken ben de işin bu yüzüne ışık tutmak istedim. Çok zor değil öyle kırmızı güllere, pahalı hediyelere hatta ışıltılı pırlanta fasa fisolarına hiç gerek yok. Yürekten, kocaman SENİ SEVİYORUM deyin yeter... BİR ERKEĞİN DİLİNDEN YAZMAYA ÇALIŞTIM... UMARIM BAŞARILI OLABİLMİŞİMDİR... ( İŞARETLİ KISIMDAN İTİBAREN BİR ERKEĞİN GEÇ KALMIŞLIĞINI OKUYOR/DİNLİYORSUNUZ) Rutubet kokuyor her yer... Uzaklardan zayıf ama neşeli kuş cıvıltıları yankılanıyor. Derin derin hıçkırık bölüyor neşeli cilveleşmelerini, Şaşkınım ama şaşkınlığım sızlayan kemiklerimin yanında hafif kalıyor... Yalvarıyor hıçkırığın sahibi, Sesinde pişmanlık kırıntıları... Ne var ne yok biriktirdiği bütün pişmanlıklarını silkeliyor üzerime. Ezgisini dinledikçe sözlerini yavaş yavaş hatırladığım eski bir şarkı gibi tanıdıklaştı hıçkırık... Keşke cevap verebilsem bu feryada, O ağlıyor ben dinliyorum... ******* ********** ********* ************** ********** ********** ************** ’Sana o çok sevdiğin güllerden getirdim, Onca yıl boyunca geçen özel günlerde bomboş çıktım karşına. Oysa ne çok severdin sen gülleri... Bugün sevgililer günü ve ben ellerimde her renginden koca bir buket gülle huzurundayım... Her gelişimde başucuna ekiyorum ama tutmuyor nedense, Yoksa bana olan kırgınlığın hala geçmedi mi? Biliyorum çok kırdım çok üzdüm seni, Hatta defalarca ihanet ettim o tertemiz aşkına... Farkındaydın, bile bile ses çıkartmadın gidişlerime. Gittim.. Her defasında başka birinin kokusuyla geldim. Sen hiç ses çıkartmıyordun, Sessiz kalışlarını umarsamamazlık sanıyordum o zamanlar... Meğer bana olan aşkından ses çıkartmıyormuşsun bu çirkin gidişlere, ’Yeterki o mutlu olsun yazmışsın’ sırdaşın günlüğüne... Ne kadar aptalmışım! İri gözlerini kocaman açınca gece, İyice çöküyor karabasan üzerime... Nefesim daralıyor, Yastığına sarılıp; sabaha kadar süren vicdan savaşımı hep ben kaybediyorum... Bitkin karşılıyorum her yeni günü... Akşamları eve dönerken çiçeklerle geliyorum, En sevdiğin parfümünden her ay yeniden alıyorum, Zira kokun hep olmalı evin her yanında... Sanki sen hiç ölmemiş, hala kapıyı açmak için beni bekliyormuşsun gibi... Biliyorum duyuyorsun beni, Yine cevap vermiyorsun... Ama bu kez senin de elinde değil... Biliyor musun? Kaç gece koşa koşa gelip; Şu toprağını tırnaklarımla kazıp, Yanına yatasım geliyor... Ben senin tüm özel günlerini gözyaşınla zindan ettim, Şimdi benim gecem de gündüzüm de zindan. En karanlık köşesindeyim, düşüncelerimden prangalı... Hani şu balkona konan, Ekmek kırıntıları ile beslediğin kuşlar var ya, Hala geliyorlar... Yokluğunu hissettirmiyorum onlara bile. Bazen göndermeler yapıyorum onlarla, Gelip başucunda sana fısıldarlar mı diye... Bir bilsen seni ne kadar çok özlediğimi, Seni özledim derken bile vicdanım sızlıyor. Oysa sen; aynı evin içindeyken bile bana hasrettin... Uzaktım sana, ilgim, alakam tükenmişti günden güne... Peşi sıra sen de... Oysa ben bunu göremedim... Sen, ’GÜL’ dün ben ise ’SU’ ’Gülü Susuz, Seni Aşksız’ bırakmışım... Ne kadar aptalmışım! Şimdi kalk hadi isteme beni, Kov huzurundan... Yeterki çık o toprağın altından...’ BİR GÜN ÇOK GEÇ OLABİLİR, LÜTFEN BİZİ SEVENLERİN KIYMETİNİ BİLELİM... SEVGİLİLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN! SESSİZ PERİ |