Vuslat
Ey vuslat yadigarı kalp dostu..!
bugün yine leylî oldum diyordun ya menevşe bulutları bırakmıştı sana bu iltifatı süpürmüştün kırmızı korları tefekkür eleğin seni yormuyordu artık bir nakış mektup daha bırakmıştın kıyıya ağzı dinar dolu balıklar almıştı muştuyu ahret tennuresi ıslanmaz bu dergahta ümitsizlik nefesi ilk ve son yudum.. bir nükhet sunmuştun dün gece emanet karanfiller hiç incinir mi nazlı seherde? titrek mum ışığı gözyaşlarıma şahit bu ne yüce ahit..! tıknaz halim kıpırdamıyor o iklimde söz kafilem ile çölüne eşlik edişim, kırbandaki yudumları istemeyerek de olsa alabilmem.. bir ravza hatırına mıydı bu teveccüh? incitemem geleceğe mekik dokuyanları maşeri vicdan sonra bana ne der! manzum sancılar yağıyor lapa lapa yazılmış fihristi silemem bekliyor ipek yolu kalabalığı.. ..ve bir maaş bekliyor tahtakurusu kış güzergahının belkemiğinde ruh erozyonuna uğramadan cesurca bir köle satın alınıyor bütün debdebesiyle bir gassal döküyor gözyaşlarını bir tavus,gulyabani ile meşk yazıyor bunları senin zarif mektubuna niçin yazdığımı sen de biliyorsun… çünkü mektubu yazan sen’din! hureyş akrebi çöle gömmüştü kıskacını yolculuk zehirdir,diyenlere… mağaradaki muyilan ağacı hala tebessüm edasında.. demek ki hayat hep çift, düşünce aynası çift ruh ise tek… Ey vuslata giden “tek” hedefli insan! ruhun kabzasını tutamayacağını biliyorsun o zaman yolculuğuna beni de davet et! Gürsel ÇOPUR |