Uçsuz/Bucaksız 2// Ey Aşk! Savur beni yâr’in otağına Kıyametim olsun, gamzesinden doğan o deli gülüş // Gece; kaderine terkedilmiş virane Yılların iniltisi duyuluyor yürüdükçe üzerinde Ne tutacak mecali kalmış ay ışığının Ne de yıldızlar söyleşide Sokak kedileri de olmasa Mırıldanmayacak hayat Ben buradayım diye Kendimi dinliyorum... İşte, şuramda diyemediğim Sığmayan bir ağrım var Adresini şaşmış kurşun misali Yakıp geçiyor, önüne geleni Kollarımda, sıtmaya tutulmuş gölge Nefesi nefesimde Sokuldukça, devleşiyor Gözlerin çarpıyor gözlerime Hadi düş tenime Bulaş, karış terime Kayboldum yine Düş sokağının seyyarı oldum Senden kalma kırıntılar tezgahımda Nerede bir umut görsem Biterim kapısında Ya sen? Sen nasılsın? Derin mi yine uykuların? Kaçıncı peronda, hangi rüyanın yolundasın? Yan koltuk boş mu hala ? Bana da bir bilet al desem Alır mısın? Sahi orada günlerden ne? Asılı mı hala takvim ayrılık gününde ? Diyorlar ki; Saçlarıma aklar düşmüş Gamzelerim kırışıyormuş gülünce Yüzüm hüzün mevsiminde kalmış Sarı isyan, kadim hazan Bilmezler ki... Koşturur içimde O gün bu gündür, ahraz bir divane Haydi yar! Uzatma sürgünümü Gönül dergahından bana bir af çıkar Devrim Tülay 28-01-2011 DEĞERLİ YORUMCU SEYFULLAH KARTAL’ A TEŞEKKÜRLERİMLE... |
:'(