lütfen bu şiire girerken önyargılarınızı temizleyiniz!




başına aşk ekleyelim âdettir misâli
varsayın ki bu masal Mem û Zîn künyeli...


sofistik cümleler piyesi olsun bu günkü gösteri
siz de kendi rüyânıza misafir yabancı göz teri...

modifiyesi henüz bitmemiş bir ülke olun mesela
yedi bölgeli
demokrat olun hatta
koca demokles kıbleli
nasır sökücülük olsun işiniz
ya da en iyi bildiğiniz şey
doğu-m kontrol mühendisliği!


karanfili isyan çiçeği bilin
ya da tabut üzeri kan rengi



değil uzun boylu bir şehir kompartımanında
şehir mağarasında yaşıyorsunuz sayın kendinizi
bu kışkırtıcı bir rüyâ ya serbestsiniz


varsayın devlet hastanesi doğumlu çocuklarınız var
hatta memursunuz o melânet-i devre mülke

naaşımı ne gün alır annem yerine
maaşımı hangi gün alırım benzerliğiyle!


maharetli yazma yeteneği öğrenmiş olun mesela
dilinizi o hiç hazzetmeyen ülke tedrisiyle
çekirdek çitleyin âile huzurunda
Kandır Canım Kandır davâlarını izlerken maaile
sokak gösterilerinde taranırken öncü kuvvetler
veya ’bugün etiketlenen karakollar’ı izlerken
ya başka kanala geçersiniz
ya ayaklar havaya
öyle ya siz barış ehlisiniz!




biliyorum şimdi buraya;

terör ellerinde büyük fideleri olan
üç taşaklı adamların satın aldığı
diline dişini geçirebildiği kuklalara
küçük ide’ler uğruna
kanla kendi toprağını sulatmasıdır


gibi faşizan bir laf etsem
ve Montesquieu vs gibi yabancı filozoflara bahşetmesem
inanmazsınız.


ve i ş i n i bitirip
iplerini bıraktığında sahibin
kurtuldum zannedersin
fark edersin ki ölen hep sendendir
ölü sayısı kadar çekirdek yemiş olsan
altmış bin adamlık tarla edersin

bu hep böyledir
her o c a ğ ı yanan evin altında ana dilde
üstünde ise gavur dilinde şarkı söylenir
her hürriyet-İSTİKLÂL_yitirdiği zürriyetlerin milyonda biridir
-işte ondan değerlidir-
ne gidenler gelir bir daha
ne de o taş aklanır geri




evet sen
kardinal külahıyla tesbih çeken filozof nâibi
ben Suriye’liyim

ya sen bu şerefli hikâyenin neresindensin!





ToprağınSesi









.