Kum saati gibi Akıyordum Sensizliğehayrettin taylan kum saati gibi kıymetin, ziynetin, iyi niyetin akıyor sevdama hakikat bu aynı zamanın amansız diliyim aynı acının atlasında renksizliğin adılıyım aynı benliğin yağmurumsu dirilişiyim aynı aynıların aynasında sana taranmışlığın arınmışlığıyım aynı sorunun sevabında , cevabının aşk künhüyüm aynı sensizliğin, benlik okyanusunda yunus diliyim aynı sen, aynı bende kalmamış rahminde saklı nemleri saklayan bulutun tutku imgesisin yağmak için sevmek, sevmek için yağmanın ismindesin ıslanmayı bekleyen kara bağrımın nazar boncuğu gibisin astım seni aşk duvarıma, sevdim öylece 2.. melankolik gerillanın grilerini taşır kırılmalarım sensizliğin kaleşnikof ucunda vurulmaya uyarlı sevdayım onsuzluğun iyileşmeyen umudunu vurur gidişin bensizliğin unutulmaya uyarlı, gelmeye kurulu saat gibi ayrılığın berduşluğunu tümlemeye ayarlı hal gibi bir sen dilencisi , bir sen dilzalı olup kalıyorum sana 3… çığlığın çizdiği resmin ressamıyım duyulmamışlığın sergisini seriyor vicdanım sevilmemişliğin tuvaline çerçeve olan algıların sar’rafıyım alışılamamış renklerin diline farz olmalı sevişin imkansızlığın cümbüşü gibi durma, durağan yalnızlığımda gelmek gibi gelmelisin sevmeye sevmek gibi gelmelisin sevmeye 4… kendimi bilmenin sınırında bilince sınırım açık aşkın kınında ,sinirimin vizelerini iptal etti sevgim sınırlarına varmanın bilinç kulesinde hüznüm kayıp artık kendimi tanıyan, tanınmış biriydim aşka ayrı, akla ayrı, bilince ayrı saklılarım vardı saklama kabına sığmıyordu sensizlik gayrı akli haritanın her paftasında işlendi yalnızlık bir sen dilencisi, bir sen prensi olup kaldım ruh caddesinde gelmek gibi gelmelisin sevmeye sevmek gibi gelmelisin sevmeye |