(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
* GÜNEŞ DOĞMAK ÜZERE... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
* GÜNEŞ DOĞMAK ÜZERE... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Biz ne yazarsak yazalim, nasil anlatmak istersek isteyelim, PASLI ve KÜFLÜ beyincikler,( ki onlar asla bu sayfaya yorum yapmazlar, sadece sessizce okur giderler,) dizelerimi anlamak istedikleri gibi anlamaktalar.
Benim terör örgütü ve terör üzerine yazdigim dizeleri, bebek katili hakkindaki ifadelerimi bilmelerine ragmen görmezlikten gelirler ve hezeyan kusarlar.
Büyük ihtimalle sessizce gelip bu mesaji da okuyup gideceklerdir.
Bizim niyetimiz, gayemiz, sözümüz ACIK.
ARZUMUZ BiRLiK, DOSTLUK ve KANIN DURMASI.
Olmazsa olmaz sartlarimiz da bellidir.
Tek devlet, tek bayrak, terör örgütünün silah birakmasi.
YAYGARA yapanlar aksini iddia etseler de, milletin birligi ve dostluga giden yolda takoz görevi görmektedirler.
Ziyaretiniz icin tesekkür eder, selam ve SAYGILAR sunarim...
Barışı elbetteki hepimiz isteriz. Ama bu barış adı altında millete sunulan projenin karşılığında ne gibi taahhütler verildi. Sayın Başbakan'ın ne yapmak istetiğini kestirmek maalesef çok zor.
Daha dün, apo yakalandığında iktidar ben olsaydım asardım, derken ne olduda birdenbire imralı canisi tv sahibi oldu, muhatap kabul edildi.
Son haftalarda dokunulmazlıkların kaldırılmasını gündeme getirirken, bir anda ne olduda imralı süreci devreye sokuldu.
Bu devlete yıllarca düşmanlık etmişlere kendilerine başkent addettikleri Diyarıbekir'de, pkk bayraklarına sarılmış tabutlarla, güvenliği militanların sağlamasına göz yumarak ne yapmak isteniyor. Kimin değirmenine su taşınıyor. Bu bir sözde kürdistan provasımıdır? Bütün bunları görmezden gelip sineye mi çekelim. Yıllarca bu milletin evlatlarına kanı, gözyaşını reva görenlere pkk ordusunun tören düzenlemesine izin vermek neyin nesi.
Bütün bunları sindirebilenler bu olay üzerine ya devlet ikramı Kızılay maden suyu içtiler, ya da sidirim sistemleri çok kuvvetlenmiş.
Son diyeceğim şudur ki, hükümet sözleri ve eylemleriyle çelişiyor. Bir bakıyorsunuz milliyetçi, bir bakıyorsunuz teslimiyetçi.
Güneşmi doğuyor, yoksa kara bulutlarmı çöküyor belli değil. Hava çok puslu.
Saygıdeğer Hocam; bende en az sizin kadar ümitvar olmak istiyorum, ama yetmiş kocalı pkk ya güvenmiyorum.
Devleti yönetenler iyi niyetle yola çıkmış olabilirler. Bu iyi niyetle yola çıkmış olmaları doğru yolda oldukları anlamına gelmez.
Sayın Başbakanımız Irak'ın kuzeyinde bir yapılanmayada karşıydı vakdiyle. Aaa birde baktık ki bölgesel yönetimle can-ciğer olmuşlar. Ama bugün merkezi yönetimi takmayan bir yapı söz konusu orda. Hep söylem başka eylem başka. Ne hikmetse her karşı oldukları ile bir anda dost oluyorlar, işbirliğ yapıyorlar.
Sizce Diyarbakır'da teröriste tören yapılması merkezi otoriteyi sarsmaz mı? Hayrdır Hocam orası neresi ki; paçavralarla tören düzenlenmesine izin veriliyor. Sessiz sedasız gömülemezmiydi?
Çözüm ne diyorsanız cevabım pkk nın yetmiş kocasını razı etmek derim. Oda olmnayacağına göre çözüm zor. Ha şu olur, asala bitip pkk başladığı gibi, pkk biter başka şey çıkar. tarihi gerçekler böyle diyor.
Sordugunuz sorular gibi, sorulabilecek cok daha sorular vardir.
Bildiklerimizin yaninda, bir de cok bilmedigimiz sey oldugu da kesin.
Her bilginin her bir vatandasla uluorta paylasilmasi mümkün olmadigina göre, su sorunun cevabi önem arzetmektedir;
Milletin büyük teveccühüyle is basina gelen ve hâlâ bu teveccühüne mazhar oldugu bu hükümet ve ülkeyi yönetenler VATANINI, MiLLETiNi, BAYRAGINI seven insanlardan mi mütesekkildir, yoksa ÜLKESiNiN bölünmesini arzu eden insanlar toplulugudur?
Sahsi kanaatim odur ki, ülkenin birligi, bütünlügünü bizim kadar arzu eden, bizden farkli düsünmeyen VATANSEVER insanlardir.
Neyin olmayacagini, olmamasi gerektigini anlatanlar, itirazi olanlar, cözümün ne oldugunu ve bu güne kadar neden sonuc alamadigimizi da düsünmek zorundadir, diye düsünüyorum.
Ülkemizde milyonlarca insanin o veya bu sebeple destekledigi insanlari yok saymamizin, görmezden gelmemizin bu güne kadar kime ne faydasi olmustur?
Kendilerini KÜRT olarak bilen, gören insanlarin kendi kimliklerini bugüne kadar inkâr ederek, baski ile, zulüm ile, iskence ile sindirerek, yanlis uygulamalar sirasinda faili mechullerle ortadan kaldirarak, hatta DISKI yedirerek yanlis yaptigimiz asikârdir. Empati yapmak, insani, islami düsünmek durumunda degil miyiz?
Sürekli degisen demografik yapi sebebiyle er ya da gec AYRILMA noktasina gitmektense, BARISI tesis ederek birlikte dostca yasamanin temellerini atmaya, yaralarimizi sarmaya calismak daha mantikli ve dogru degil midir?
BARIS düsmanla yapilir.
BARISIN olabilmesi icin ise, bir noktadan sonra gecmise takilmak yerine gelecek icin yeni bir sayfa acmakla olmaz mi?
TERÖR, bugüne dek ülkemizin milli servetinin, kaynaklarinin uzun seneler heba olmasina ve siyaset sahnesinde, dünya devletleri arasinda güclü bir sekilde hakettigimiz yeri almamizi önlememis midir?
BARIS adina heyet kurulsa o heyete seni kesinlikle almazdim zaten :))
Sordugunuz sorular gibi, sorulabilecek cok daha sorular vardir.
Bildiklerimizin yaninda, bir de cok bilmedigimiz sey oldugu da kesin.
Her bilginin her bir vatandasla uluorta paylasilmasi mümkün olmadigina göre, su sorunun cevabi önem arzetmektedir;
Milletin büyük teveccühüyle is basina gelen ve hâlâ bu teveccühüne mazhar oldugu bu hükümet ve ülkeyi yönetenler VATANINI, MiLLETiNi, BAYRAGINI seven insanlardan mi mütesekkildir, yoksa ÜLKESiNiN bölünmesini arzu eden insanlar toplulugudur?
Sahsi kanaatim odur ki, ülkenin birligi, bütünlügünü bizim kadar arzu eden, bizden farkli düsünmeyen VATANSEVER insanlardir.
Neyin olmayacagini, olmamasi gerektigini anlatanlar, itirazi olanlar, cözümün ne oldugunu ve bu güne kadar neden sonuc alamadigimizi da düsünmek zorundadir, diye düsünüyorum.
Ülkemizde milyonlarca insanin o veya bu sebeple destekledigi insanlari yok saymamizin, görmezden gelmemizin bu güne kadar kime ne faydasi olmustur?
Kendilerini KÜRT olarak bilen, gören insanlarin kendi kimliklerini bugüne kadar inkâr ederek, baski ile, zulüm ile, iskence ile sindirerek, yanlis uygulamalar sirasinda faili mechullerle ortadan kaldirarak, hatta DISKI yedirerek yanlis yaptigimiz asikârdir. Empati yapmak, insani, islami düsünmek durumunda degil miyiz?
Sürekli degisen demografik yapi sebebiyle er ya da gec AYRILMA noktasina gitmektense, BARISI tesis ederek birlikte dostca yasamanin temellerini atmaya, yaralarimizi sarmaya calismak daha mantikli ve dogru degil midir?
BARIS düsmanla yapilir.
BARISIN olabilmesi icin ise, bir noktadan sonra gecmise takilmak yerine gelecek icin yeni bir sayfa acmakla olmaz mi?
TERÖR, bugüne dek ülkemizin milli servetinin, kaynaklarinin uzun seneler heba olmasina ve siyaset sahnesinde, dünya devletleri arasinda güclü bir sekilde hakettigimiz yeri almamizi önlememis midir?
Bu şiir zannediyorum barış süreci için yazılmış....
Aslında siyaseti sevmem...Çok değerli bir üstadım "siyaset necasettir" demişti...Detaylar uzun hikaye...
Barış süreci ile ilgili şunu söylemek istiyorum...Bugüne kadar çok şehit verildi .Çok analar , babalar evlatlarını kaybetti... Hatta bir şehit cenazesinde , gözü yaşlı bir baba devlete seslenerek ; bu kanı bir an önce durdurun yeter başka evlatlar ölmesin diyordu...O yürek ateşi ile bir baba bunu söylüyorsa .....Şimdi bu barış sürecini istemeyenler bu akan kanın devam etmesini isteyenlerdir...Burda başka bir mana göremem....
Barışa destek vermek gerekir; Yoksa,ALLAH etmesin hergün asker , polis yada bombalama eylemleri ile sivil insanlar çocuklar mı ölsün, bunu mu istiyorsunuz ?...
Peygamber efendimiz Hz Muhammed a.s bile , Hz Hamzayı şehit eden,vahşi ve hint isimli kadını affetmiştir... Başka sözüm yoktur....Madem ki hepimiz topraktan yaratıldık , öyleyse kardeşiz ...Dursun bu akan kardeş kanı....Selamlar , saygılarımla....
Bir insanın üzüntüsünü , kederini herkes paylaşır...Amma asıl önemli olan sevinci, neşeyi , başarıyı paylaşmaktır...İşte bu son dediğim mühim olandır....Oysa ben ve bir çok arkadaş dünkü muhabbetten mutluluk duymuştur, bundan adım kadar eminim... O barış konusu hakkında söylenecek çok şey var abim...İkrime bile affedilmiş barış içinde yaşanmıştır...Düşünün ki babası ebu cehildir....Neyse daha uzatmayım .Gönlümüz barıştan yanadır.....ALLAH taala hayırlara vesile etsin bu barış sürecini...Saygılarımla...
Verdiginiz örnek benimde aklimdan gecmisti zaten. Cok güzel tesbitler ve cok güzel bir örnek.
Siyasetle ilgili sözünüze de aynen katiliyorum. Bizim ülkemizde siyaset AYRISTIRICI, BÖLÜCÜ, YARALAYICI, KIRICI bir nitelige bürünüyor maalesef. Bu durum Avrupa ülkelerinde böyle degil.
iNSALLAH, siyasetin KAVGA iCiN GEREKCE olmayacagi, farkli fikirlerin ZENGiNLiK sayilacagi günleri de görürüz.
BARIS'i cok arzulayan bir kardesiniz olarak, bu günlerde bu sürece bir destek vermek gerek diye düsündüm. Karinca kaderince, nacizâne bir kac dize karaladim.
Umarim kimsenin NASIRINA basip da, gönül incitmis olmayiz.
Zira, konu hassas, gönüller hassas.
Ziya Kardesimle espirili atismamiza yorum yazan bir vatandas, bana hakâret ederken, HIZINI alamamis, siiri tebrik edenlere de dil uzatmis.
Birlik ve beraberlik insana en çok yakışan barışın adı daha ilk okulsırasında öğrettiler ve anladık hala anlamayanlar olması hayret edilecek bir durum tebrik ve teşekkürler selamlar