En Kıymetli Dost’a..
Hatırlıyorum, okulun ilk günüydü..
“Yanına oturabilir miyim” deyişimle başladı kardeşlik yolculuğumuz… Sonra da yanımıza başkaları da oturamadı zaten, Ayrılığın Son raddesine kadar.. Sen’le ben’dik, Ortak duygularda “Biz” olduk.. Farklı gülüşlerimiz oldu bir Kyk odasında.. Farklı heyecanlarımız oldu oturduğumuz bir sınıfın sıralarında, Nedensiz iç çöküntülerimiz oldu, Yalvaç’ın her bir yollarında, Bir çılgınlığımız vardı adı sen, ben meydanlarında.. Yarınlara heyecanlı, umutlu bir o kadar da ürkek bakan iki yürek.. Başladığımız hayata, sancılı kalp atışlarımızı beraber çektik, kürek kürek.. Duygu seli ruh-i haletlerimizin,vicdanlarına eğildi kulaklarımız.. Aşkın ritmini dinletirdi korkularımız.. Aşk’ın kutsalığına layık olmaktı niyetimiz.. Kirli aşkların sahnesinin son perdesindeki pişmanlık haykırışı neydi ? Ya Esefa.! Ya Esefa.! Vicdanları sızlatan bu esefler yüklüydü.! O yüzden uzak kaldık sevdaları kirleten fanilerden.. Gecenin en sessiz girdabında boğulmamaktı niyet, Sevdamızın hüznü,bir sessiz çıglıktı bazen.. Ümidimiz El mucip ismine sarılışımızdı o yüzden.. Hatırlar mısın dostum.? İliklerimize kadar işleyen titrek bekleyişlerimiz vardı, Oturduğumuz okulun bahçesindeki o merdivenlerde.. Utangaç gözlerle baktığımız, İffet baharında olan yusuflar’aydı kalpteki sevgimiz.. En büyük mutluluk da neydi biliyor musun dostum? Züleyha’ca sınanıp beklediğin aşkta, Yakup’ca Bir sabırla,hüznünü sadece Rabbine bırakıp, Son demlerdeki kazandığın zaferdi.. Selam olsun,duayla aldığın o Aşk’ına.. Adana’dan Giresun’a giden gönül bağına, Ve bu bağları Yalvaç’ta birleştirene hamd olsun.. “İstanbul-Adana-Giresun” Şimdi Üçlemimizin vuslatın nasibi nerde ki.? Belkide, Bir nikah salonunda ben şahidiniz olurken..(inşaAllah) Bir geçmiş bıraktık arkamızda, Bir mazi ki,her hatırlayışta yüzlere en içten tebessümleri bırakan.. Kaybolan günlere rahat bir vicdan bırakmaktı.. Zaman ki, İnsanların ziyanda olduğu, Vicdanların kuytu kuyuların köşelerine atıldığı, Vefasızlıkların diz boyu oldugu, En sevdiklerinin bile arkandan mezarını kazdığı andır bu çileli zaman.! Yapılan yanlışlara inat, Nefsin elinden kaçarken yırtılmaktır insanlık.! Böbürlenmenin canı cehenneme dostum.! İmtihan yüklü bu dünyanın hasadını ahirette beraber toplamaya var mısın ? Sonlu dünyadan sonsuz cennet çıkarmaya niyetlenelim biz.. Ne zaman ki, dünya meşakkatine dalarsak, “Ölüm var Tuba.!” “Ölüm var Semra.!” En anlamlı,biribirimize vereceğimiz cümle bu olsun..! Kardeşlik, Aynı anne-babadan olması değildi.. Ne olursa olsun düşmesin diye elinden tutup, Akan gözyaşlarda, gülen çehrede bir olmaktı.. İmtihan sürecimizde Biiznillah bunu başardık.. Şimdi durup düşünürüm, Biz birbirimizi Allah için seven insanlardık, O yüzdendir sevdikçe,gönlümüzdeki sevginin büyüyor olması.. Şimdi uzak diyarlarda olsak bile, İnadına kalpler yakın çarpıyor birbirine.. Bir gün gelir özgürlüğün çemberinde tutuşur, Aynı dualarda, Aynı şarkılarda, Aynı duygularda, Aynı yağmurlarda, O çocuk gibi gülüşlerimizle, Tekrar sarılırız birbirimize.. Vel hasılı kelam, Sevebildiğimiz kadar varız, Ve birbirimize ettiğimiz dua kadar, Kalp kırgınlıklara özür dilediğimiz kadar değerliyiz.. Tövbelerimiz kadar,Adem’in çocuklarıyız.. Bağışlandığımız kadar Rahman’a gerçek kul’uz.. Seni Allah için çok seviyorum.. Can’sın Adanalı’ım.. ... Semra’m Öztekin 11.01.2013 “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.” Hz .Muhammed (s.a.v) |
yürek sesini hiç susmasın saygılar