Veda Kalıntısı
Büyür diye korktuğumdan susuz bıraktığım bodur sevdam
Onulmaz yaralarım gibiydin, ıssız şafaklarım gibi... Sesime dokunan yabancı rüzgarlardı beni unutmanı haykıran. Ve ellerimde sessiz bir bahardan vazgeçmiş evsiz kuşlar Usulca göğe bırakırken seni, zerrelerinden tutamadım, Affet... Yırtıcı gecenin bulutlarıyla dağılmıştı sitemin çoktan Mülteci gururuma başköşede yer açma telaşındaydım bense, Sen umutlarından vazgeçiyorken, sana okkalı bir ’elveda’ hazırlamıştım üstelik. Affet... Gün gelir de, sarhoş kalbin uykusundan uyanınca, anlarsan Zedelenmiş gözlerimin sandığın kadar yeşil olmadığını, Sıcak olmadığını ellerimin, sığındığın kadar, Yeşeren bir yaprağın şarkısını söyle, öfkenin gürültüsünü susturup. Anla ki, rüyalarına kavuşurken sen, özgür bir çığlık kadar dimdikken üstelik, Sana zulmetmekten kahrolmuşum ben, gidişinle mühürlenmiş bir tutsak gibi. Ardından el sallarken, yüreğime yolu düşen her damla kanla yaralarımı beslemişim. Toprağa yaslanıp, dingin şarkılarını duymaya çalışacağım Halimi duyarsan eşten dosttan, bari, merhamet et... Affet... |
Zedelenmiş gözlerimin sandığın kadar yeşil olmadığını,
Sıcak olmadığını ellerimin, sığındığın kadar,
Yeşeren bir yaprağın şarkısını söyle, öfkenin gürültüsünü susturup.
..
iyi ki şiir var
kutlarım dost