Mevsimsiz SerçeHer sabah karanlık bir serçe Güneşi özlüyor penceremde. Bu mahallede ilk uyanan bensem, Mesela, nazlı bir akşamüstü Bulutlar batar, güneşten çok. Çünkü bulutlar, yağmur biriktirmiştir Kurumuş gözlerine sevdalı toprağın Bir damlası ulaşamasa, kahrından dağılır bulut Ben çatlamış topraktan beter, özlerim seni. Mesela, sobası tüter kış ayazının Ayakları ıslanmış bir baba döner evine Babalar üşür, evlattan çok. Çünkü onlar, keyfini bırakmıştır kapı eşiğine Doyurmak için gözünü, acıkmış bir sofranın. Ev soğuksa, kahrından utanır baba Ben işi gücü bırakır, seni düşünürüm. Zamansız bir doğum gibi, bölersin uykumu Mesela, berrak bir ırmak kenarında çiçek açar Gamsız baharlarda cilveli rüzgar, yanağımı okşar Şöyle bir uzanıp, nafile yıllara papatyalardan sitem yapmak Şöyle içine çekip sümbül kokusunu, kuru dallara nispet yapmak varken Ben sırtıma yükleyip seni, düşünürüm. Mevsimler senden çabuk gelir geçer Bu mahallede bana gülüp geçiyor herkes Her sabah penceremde karanlık bir serçe Ve her bekleyenin beklediği gelmez bir gün Küsünce bükülen boynuna özrümü dolayana dek Adını söyleyemeden uyanacaksam bundan böyle Adını sabırlı serçenin kanatlarına vereceğim, Güneşin kıymetini herkesten çok bilecek Ve ilk uyanan sen olacaksın bu mahallede, penceremden süzülürken Mesela ile başlamaz hiçbir paragraf |
hepsi ama hepsi ne denli anlatabilir mevsimsiz serçeyi!..