Rüzgar Umutları Savurmuştu
Rüzgar umutları savurmuştu
Canlar toprağa düşmüştü kefensiz halde Günler karanlığa dönmüştü zifiri karanlığa Mayalanmamış sevdalar kekeme olmuştu Mahkum edilmişti mutluluklar çarmığa gerilerek Kaç defa idam edilirdi ki bir insan Kapalı odalar ardında eller kana bulanmıştı Yürekler hançerlenmişti Müebbete mahkum bir aşk/ın umudu yıkılmıştı Bağırıp duyuramadığı sesi kısılmıştı Rüzgar umutları savurmuştu Ormanın yeşili ç/alınmıştı suyu kesilmişti Özlem gök mavisine dem sürmekteydi Kelepçeli ellerden kan akmaktaydı Özgürlük korkak gözlerden bakmaktaydı Soluklar nefessiz kalmıştı İçine çektiği acıların karanlık kuytularında kalarak Dicle’nin fırat’ın çıplak suları kana bürünmüştü Bilmediğim bir dilde ağıtlar yankılanıyordu Vakit tamamdı ruhum terkediyordu Kelebekler erken ölüyordu Çiçekler erken soluyordu Rüzgar umutları savuruyordu Yüreğim seni de beni de terk ediyordu İbrahim DALKILIÇ |