4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1097
Okunma
içim sana yankı
sesim boşluğuma çarptıkça
ulaşmayan mektupların ilk satırlarında gizli
annemin kekik tüten sesi, saçları gölgeli
bana oynanmayan yasak oyunlar sunan
badi parmaklar, sevdikçe, direndikçe uçan
bu şehir insanın gözlerini baykuşlara yedirir
bu şehir şiiri ala kargaların ciğerine yedirir
salıncağım üflesen göğe devrilir
gölgemi içtim diye
ötekileştim
oysa gölge içilmeliydi ki
aydınlık kalsın geriye
duvar çatlaklarına sızıp ağladım diye
sarmaşıklarla usanmadan terli seviştim diye
kelamlarım asfalta döküldü
ah, vah’a en yakın andır
ağaçlardan öğrendim
kiraz yedim
göğüs kafesim çekirdek
üzüm yedim
suyu karıştı canıma
sunu
dudağım kimsesizlikten yara
ellerim paramparça nara
çadırım kızıla kesti
arka bahçeme gömüldüm
5.0
100% (9)