Yumuşak ToprakŞiirin hikayesini görmek için tıklayın içim sana yankı
sesim boşluğuma çarptıkça
ulaşmayan mektupların ilk satırlarında gizli
annemin kekik tüten sesi, saçları gölgeli bana oynanmayan yasak oyunlar sunan badi parmaklar, sevdikçe, direndikçe uçan bu şehir insanın gözlerini baykuşlara yedirir bu şehir şiiri ala kargaların ciğerine yedirir salıncağım üflesen göğe devrilir gölgemi içtim diye ötekileştim oysa gölge içilmeliydi ki aydınlık kalsın geriye duvar çatlaklarına sızıp ağladım diye sarmaşıklarla usanmadan terli seviştim diye kelamlarım asfalta döküldü ah, vah’a en yakın andır ağaçlardan öğrendim kiraz yedim göğüs kafesim çekirdek üzüm yedim suyu karıştı canıma sunu dudağım kimsesizlikten yara ellerim paramparça nara çadırım kızıla kesti arka bahçeme gömüldüm |
bu şehir göğünden asılıyor kedere
hangi buluta el atsam
gözlerimin kabuğu çatlıyor
teşekkürler şair
çok teşekkürler
her dem şiir okuttuğunuz için
saygıyla