''Vedalar Aralık'ta Soğuk Olur''
Vedalar sessiz,
vedalar ayaz olur sevgilim... Ayak izlerin hala kapımın eşiğinde, izlerine sürüyorum elimi, yüzümü... Üşüyorum... Gözlerim buğulu camlara yapışıp kalıyor, dışarısı buz, dışarısı soğuk, dışarısı veda kokuyor sevgilim... Aralık’ta ayrılıklar üşütür seni ’de, ben, ben kıyamam... Sıkı giyin bensiz’liği, kapısını ört yüreğinin, benden yana kalan ne varsa kır, yak üşümeyesin sevgili... Tam’da en beklenmedik an’da, en beklenmedik ay’da... Renklenmeye yeni başlamıştı oysa düşlerimiz, nakşederken ilmek ilmek içime seni, tuvalimden birden düşüşün... Alacalı renklerim, biraz hüzün tadında, bir parça burukluk, ve peşi sıra gelip baş köşeye oturan kadim dostum; Yalnızlık... Ellerini çektin önce ellerimden, sonra sıcaklığın yerini ayaz’a bıraktı, en son gözlerini çekip aldın, düşen iki damlayı göremeden... Beni hiç getirme aklının ne ucuna, nede köşesine... En fazla bir kaç gün ağlarım, bir kaç paket fazla içerim tütünü, biraz da kanarım belki; daha gebeliğindeyken biten bu yetim sevda’ya... Sen; sen mutlu olda beni düşünme... Ben düşünürüm ikimizin de yerine, belki hayal kurarım, salıncağını salladığım kızımızın, yada İstanbul’da kuş bakışı baktığımız yerlerden, tekrar bakarım... Biraz sen kokarım, yıkanırım geçer; sanırım... Gözün olurum, söyleyemediklerine sözün olurum, ateş te yanıp küle döner, közün olurum... Yeter ki sen beni düşünme, uzat elini, kapından geçen mutluluk treni’ne... Ardında senden kalma bir ben’i; düşünme... Ve anladım sevgili, Yangın’da sönermiş közden önce... Hava soğuk, hava buza kesilmeye yön tutmuş sevgili... İliklerime değin üşüyorum, havanın soğuk oluşuna bağlıyorum, parmaklarımı hissetmeyişimi... Sende bilirsin sevgili, vedaların bende’ki bağışıklığını... Bunuda atlatırım, bundan da sağ çıkarım... Aralık’ta aralanıp açılan kapımızdan, davetsiz bir misafir gibi, paldır küldür aramıza giren bu veda’dan da çıkarım elbet... Sen yeter ki beni düşünme sevgili, bende, bende düşünmüyorum artık ne seni, ne gidişini, ne....... |