ÖLDÜRÜLEN ÖLMEZ GÜLÜM(Gülce-Buluşma)-I- İnsanoğlu fâni değil(!) Herkes sırrı bilmez gülüm. Mevsimidir, düşer yaprak Kılcal kök, eksilmez gülüm Toprak sancır, ağlar bulut Nedendir beyaz-kara dut? Yalnız ceset taşır tabut Ruh tabutla gelmez gülüm Kıyametten sonra bile Arşta ulu Mevlâ ile Kur’an’daki o sahile Dalar birgün herkes gülüm Yokuş çile, olmuyor düz Gâhi köle, gâhi hürüz Fotoğrafta ağlayan yüz Gül desen de gülmez gülüm Suretiyim aynadaki Işığıyım dünyadaki Dönüp duran Konya’daki Döner, bükülmez gülüm. Yürüyen, sürünen, uçan Teker teker, koçan koçan Ten ölücü, kalıcı can Öldürülen ölmez gülüm -II- Evet, evet üstüne evet Niye bu kan, gözyaşı, urgan? Niye bu ipi kopmuş uçurtmanın kararı Ve şair öldürmede yarışı Padişahların? Anlamı varsa verin cevabı Verin gayri verin Bugün, yarın… -III- Bir yâr sevdim alaca seherde Bir yâr ki bahar kokuyordu teni Mıknatıslayıp çekti aldı Ellerimden ellerimi Şimdi elsiz ayaksızım meydanda Susmuyor dilim, ağıt üstüen ağıt yakıyor Arada bir çekiyorum isyân bayrağını Çekiyorum amma, biliyorum boşuna Ayak izi kaldı kafesteki bu canda Sevgi varken, ayrılık Yaşamak varken ölüm; Kahrolsun bu dipsiz dünya Ki Kısım kısım, bölüm bölüm Birinci taraftayım ben, Yaşamak ve ölmemek üzre Hakikatin tam ortasında Sonsuz kudret ışığındayım Yolcuyum ömür treninde “Bekliyorum, geri gel” deme bana Bu yoldan dönülmez gülüm Mustafa CEYLAN |