Alev Bakışınla Erit BuzdağlarımıHangi ay güneşi alır koynuna, Daha turunu tamamlamadan gece Eski bir yıldız işkencesidir sarılış Sıratın haylaz iplerinde biz sendeledikçe Hangi düşün yumağı sabrımızdan kabadır Eski bir hiyeroglifi gibi sus pus iken yürekte hece! Çalsam gökyüzünün tunç kapısını Diz çöksem kâinata yalvarsam Unutulmuş hatıraların yırtık ceplerinden Sen en yüce aşkları çıkarsan Gönlümün yazgı defterinde ismini bulsan Alnımdaki çizgileri ellerinle ezberlesen Hangi nokta en son menzildir söyle! Aşk ölümdür, sevip de dönen var mı geriye! Say ki sağırım, miller çekilmiş feri yitik gözlerime Zaman alıp götürmüş çok şeyimi Her yenilgide kendime döndüm yine de Arzularım aksak bir zaman makinesi Güneşi emziriyor gönlümdeki o kadın Söyle bana hangi düşün seherindesin! Hangi yangın örter üşüyen göğsümüzü! Ömürler tükeniyor, hissettir varlığını çizgilerimde Boşuna uğraşma, saptayamazsın hüznün derinliğini Ruhumun gömütlüklerinden ilençli gövdemi çıkarma Alev bakışınla erit buzdağlarımı, yakın ol katmanıma Kadın sevilerinle okşa şu kasvetli gökyüzümü Yıkanayım ansız yağan tutkulu yağmurlarında Selahattin Yetgin |