yumurtayı kadın soyar
Yüzünle şehir suyunu yıkadığın bir sabah
pencerede sigaranı içerken görürsün sokağından geçen süslü çıtıpıtı kadını topuklu ayakkabılar üzerinde siyah deri misali ince bacakları saran tayt ve sırtında kısa kürküyle yürür bilinmeze “kim düzüyor bu kadınları” diye merak ederken ocakta kaynayan yumurtayı hatırlar içeri girersin ve güneş rengi gömleğin geceyi kırıştırmış akşamdan kalma şişeler devrilmiştir soyutun üzerine sinek kanatları gibi muhteşem tasarımıyla tepende dolaşan jetlerin çıkardığı gürültü sinekten rahatsız edicidir. Yumurtan soğusun diye beklerken sürekli yanında taşıdığın diğer iki yumurtayı düşünür bunca yıl kırılmamış olduklarına memnun gülümsersin. Eski gazete arasına katlanan yalnız sabah içinde yeni bir topuklu sesi duyar ve meraklanırsın bu kez nasıl bir kadın diye sonra önce kahvaltı dersin, yumurtam soğuyor topuklu sesi giderek güçlenir kilise çanlarını susturan bir neşeyle sana yaklaşırken “sikiyim yumurtayı” der pencereye yürürsün yapıcak daha iyi şeyi olmayan diğerleri gibi… |