Üç Kişinin Bildiği
Üç Kişinin Bildiği
üç kişinin bildiği ir değildir- kumaşında bu yazıyordu gecenin. ses etmedim oysa- içimdeki irkilen kuş nasıl anladı, -ağızsızdır bazı şeyler duyulur yaşam ağrısı, demlenmiş bir yalnızlığa geçirilir vicdân pusulaları. her çocuk Allah’ı gösteriyorsa neresi kıble olur anaların gözyaşlarına? bilmeli misin turnaları kanatlarında ezberci yağmurlarla geçip giden tirenleri kovalar ah dalgalar ve kadınların özlem dedikleri derin kuyu… (bir bakıma esnetilmiş bir lastik kalbe çarpan, terbiyeci tanrı! ah o büyük kaya…) inletir ne zaman görsem yüzlerini kirlere takılmış ahu çemberleri yazdan kalma bir ıslık, sıcacık yorgunların ağzındaki. büyük tufan çıngıraklı yılanlar, alkol vecizeleri çörletilmiş sabah egzersizleri yalan sevişmeler… kapı önleri çıplak… çingene eli kadar temiz öptüm seni… / en çok bir mum kendini insan sanır devirince kedi siyahları, ressamlar alçıya alınır -bu göğün hâli nedir?- nasıl bu kadar ıssız! serser’i bir hava sorumluluğu kokusunu ilerlerken bulurum sons’uzluğa. kelebeklerin hatrını kim sorar dünden başka? öyledir sevinçler içinde tarlaya bırakılır sanki korkuluktur iki gözüm de onlara ola ki bir yaklaşsam, geri çevirirler güzel gövdelerini! yalnızca güzel gövdeleri(!) dünya, otur konuşalım, -var bir turum daha… rembetiko nasıl çıkmıştır ayyuka perdesini yırtarak benlerin ezilmişliğin kutsanmışlığı iki kere zor yetişen bir çiçek gibi yücümle büyüttüm sevgimi sana bıraktım, ektim, saçların dağıtsın diye rüzgârlarına… kapı girilir ve çıkılır açı bakılır ve bakılır ölüm yanılım ve yanıltır yalımlanır eski bir mektup kendiliğinden acılar sağ baştan sayılır… ( tut ki boş bir paragraf boş bir tümce boş bir şiir boş bir parantez boş bir günde) ne kadar kova tutturduysam topladım hepsini çivi çıkarttım geçmişimden izlerinde irin süslemeleri… figüranıydık hepimiz her birimizin ismimizle çağırdık meselâ ben isminle çağırdım sen bildiğin bütün şarkılarla arındın koyu bir sevişmeden… kuşlar uykudaydı tanrı bir numara peşinde bulutlar yeni bir şekilde sertleştiriyordu iftiraları… ayaklarından çekerek sürükledim içimdeki cesedi ayna karşısına geçip iç sesiyle sorular sordular bana cevaplarıma ithafen son rütuşlarımı yaptılar… bunca üç nokta harcamak deli saçması bir gecede ışıklarımı söndüren o hissi yakalama peşinde ucumda lekeli her şey ur bir bayram yeri beynim son horasını tepti geçirdim köprüleri ve nöbetleri… belki de söylemedimdi üç kişinin bildiği Birİz değildir… Payanda |
ben, sen´ O
enikonu önü sonu BirİZdir
şiir tek kelime harika
teşekkürler payanda