yine özgül ağırlığımın altında ezilirim bir zaman kendini keyifle balkondan atan ıslıklar uçurmam bir müddet tersine katlanmış yıkarım yine yalnızlığımı zilin kuşu unutur yine, sesinin kalın perdahını varmışsın! gibi anlamsız gürültüler duyar yine komşular!
kapalı gişe serum filmleri dolaşır yine, kılcal damarlarımda papatya çaylarından demli fallar yutarım şifâ niyetine uyutmaz yine sol yanım, diğerini uykusuzluğun, envâi ayrılık enfarktüsü sokulur şiirlere yine bir ahmak uyutana gebe kalır gece!
işe bak; debdebesi devasa bu illet derdin devası küçücük bir ilaç muhtevâsında saklı saçmalığa hele! içindeki kâğıt sadece içene yazılmış sebebine tek kelime laf yok _yani sana_ amaç, dertlerin unutulması sakinleştirici deniyor demek ayrılıkların uyutulmasına
mum ışığına hapsederim gidişinin kerih kokusunu lambaların duyları sağırlaşır yine sessiz kelimeler yakarım bir müddet sigaramda gündüz balığa takılırım yine kalabalık arası akşam aykırı düşler bulvarında, tek başına iskele alabanda!
çok yorgunum hayat akşamdaaaan akşama suçlamalardan yoruldum artık kırmızı şuruplu nâralardan boz beyaz sayhalardan yakalarım dikleştikçe kaçıyorum savlardan evet, atıyorum kendimi sokakların güruhuna _kalabalığın yalnızlığına_ ve öğrendim artık hiç kimse sana benzemiyor buz gibi soğukta ter basıyor avuçlarımı kesici âletler gibi bilenmiş yürüyorum başıboş artık daha iyi anlıyorum sokak çocuklarını hepsi bir gidenin yokluğuna üşüyorlarmış aslında!
hah! ilaç zaten uyuyana kadar etkili hele alkole karışınca hayâlini bile sallandırıyor ağladığını görüyorum o zaman ne olur çağır geri diye bağırıyorsun!
ayılıyorum sonra! lânet ilaç! yine yalan söylüyorsun zaten bu meret benden de hayâlperest ne özlem dolu sağanak yağışlarda etkili ne de uyandığımda seni geri getiriyor...
işte, yine o banka oturdum sağımda bir kişilik daha yer bıraktım attım kolumu omuzuna! evet, hava hayli sert üşüyorsun dudaklarımda olsun isterdim ıslaklığın ama kahretsin! sen yanaklarıma düşüyorsun!
yuttum son ilacımı şimdi ellerim cebimde özlemin içimde ateş kırkın üzerinde prospektüste yazıyor
’’teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar’’ diye!..
ToprağınSesi
( Naçiz karalamama nefesini ve emeğini esirgemeyen Sebahat KARA hanımefendiye sonsuz hürmet ve teşekkürlerimle)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Teri Soğumamış Bir Ayrılığın Özlemi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Teri Soğumamış Bir Ayrılığın Özlemi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
hah! ilaç zaten uyuyana kadar etkili hele alkole karışınca hayâlini bile sallandırıyor ağladığını görüyorum o zaman ne olur çağır geri diye bağırıyorsun!
ayılıyorum sonra! lânet ilaç! yine yalan söylüyorsun zaten bu meret benden de hayâlperest ne özlem dolu sağanak yağışlarda etkili ne de uyandığımda seni geri getiriyor...
işte, yine o banka oturdum sağımda bir kişilik daha yer bıraktım attım kolumu omuzuna! evet, hava hayli sert üşüyorsun dudaklarımda olsun isterdim ıslaklığın ama kahretsin! sen yanaklarıma düşüyorsun!
yuttum son ilacımı şimdi ellerim cebimde özlemin içimde ateş kırkın üzerinde prospektüste yazıyor
’’teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar’’ diye!..
Şiir ve yorum harikaydı severek haz alarak okudum dinledim her iki yüreği alkışlıyorum....... Saygılar selamlar
son dizenin omuzlarina yüklenmis tüm siir icine hüzün, ayrilik, özlem ne varsa cok yakismis... ben oldum olasi bu kalemin kelime zenginligine hayranim ama o kelimelerin akan bir nehir gibi sizi sürüklemesi baska bir olay...
öyle cok cümleler var ki icinde hani alip sarip sarmalamak istiyor insan üsüyen yalnizligin acitan ayriligin koynundan söküp.... ..... sevgili Serhat Akdeniz yüregine ,kalemine saglik demek biliyorum az ama... tesekkür ve sevgilerimi de kabul et lütfen...