ÖMÜR MUHASEBESİ
Gündüzler bulanık, çetrefilde saatler,
Gözüme değmiyor, gecenin kara yüzü. Yağmur tanesinde, asılıdır vaatler, İki küçük lambaya, tavandır gökyüzü. Yılgın günlerim çoktur, heybemde toplarım, Sıkı tuttuğum güneş, avucumda üşür. Kömürün karasını, fırçaya saplarım, Gün dönmeden siyahlar, beyaza dönüşür. Aynamı yalancı, yoksa ben miyim kanan, Alıp gider başını, geri gelmez kuşlar. Yeni bir çentiktir, yorgun alnıma konan, Son hızla aşağı, yuvarlanır yokuşlar. Girdimi ikindi, başlar akşam tasası, Söyleyiş mi farklı, yoksa sözler mi inat. Meğerse bu hanın, değişmezmiş yasası, Ne yapsam kanunu, işletiyor kâinat. Kaç çile damıtmışım, ucunda oluğun, Dittiğim dert sandım, kendim olmuşum lime. Sorgular maksadını, yaşam her soluğun, Ne söz işe yarar, ne teskindir kelime Nasibimi alırım, bir gün bende çağrıdan, Ömür derin bir kuyudur, sanmayın dipsiz. Küçük bir köşedir, dualarım Tanrı’dan, Dilerim orada, bırakmasın sahipsiz. 9/12/12 Zehra Atasoy |