Mürekkeple yazılmadı bu şiir Kah gecenin karanlığıyla Kah hüznümün buza çalan ayazıyla Döküldü satırlara kederim.
Bir yusufçuk öpsün dudaklarımdan, Ve mühürlensin kalbim. Aşkla üşüyen sol yanımı versem ateşe, Ya da çarmıha gersem, Biter mi bu sancı?
Çocukluğu gasp edilmiş bir devşirme gibiyim, Anlayamazsın beni! Evcilleştirmeye çalışıyorum içimdeki nefreti.
Gecenin en acımasız saatlerinde, İki gibi mesela yada üç, Gözlerim tavana yüzünü çiziyor, Siliyor, Çiziyor, Siliyor, Çiziyor, Böyle böyle sabahı ediyorum. Unutacağım diyorum, Yalan olduğunu bile bile, Unutacağım!
Hep aynı şeyleri söylüyor şarkılar, Şiirlerde yazılanlar hep aynı, Aşk ayrılık ve acı! Ve gölgeleri, Ayrılığın, hüznün ve anıların, Ayrılmıyorlar yanı başımdan, Senden vefalı çıktılar.
Aşk diye bağrıma bastığım, Gecelerimi zindana, Gündüzlerimi harman yerine çeviren, Aslını parçaladığın aşkımızın, Nüshasını veriyorum ateşe, Ah canına yandığım! Küllerimizi savurdum Erciyes’in zirvesine.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Küllerimizi Savurdum şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Küllerimizi Savurdum şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.