Koşarken Düşürdüğüm Hayat
Koşarken Düşürdüğüm Hayat
inandım yağmuruna senin inandım ve hamuruyla oynadım gece bendi, bandı ağrılı bir gülüş sessiz bir erk, ve barut deli henüz kibritimi çocukluğumdan yeni çalmıştım ki yaktı beni! o sislenmeyi iyi bilirdi gemisini ezberleyen martılar ahıyla su damlacıklarını getirirdi- güneşe al derdi, suçlanan bir yaşamdır karamdan çıkan, kanımdan bir sözcükse yüzüm yapışkan! rahatsız ettiysem, öperim, yolu uzatana kadar adımlarımı kestim hiçbir yaprak rüzgârsız dönmez ki geri bir bildiği olmalı doğanın, ve sarhoş kaderlerin, insanları tokuşturduğu doğru! mümkün değil ki su dursun, kap şekillensin! aşk ne dediğini bildimmektir çocuğun yasıdır nem bir üşütme eylemi düşünerek soyup soyup yeniden dikilir nehir kahvaltıları. sır, söylenmeyince sırdır yaşadım diyebilmek için ölüm nasıl pencere açarsan, kapamasıdır ânlam korkunç gölgelerin aklıma bıçak saplaması belki de buradan! bir harf düşün ki kimse bilmiyor, o sensin. senin sesinin çıplaklığı örtüyor bütün uzakları bildim, bildimmektir aşk dedimmektir üfleyen s’ûr’u… inandım yağmuruna senin tanrıyı gıdıklayan bir tek oydu… Payanda |
bunu sevdim.