Kafam Duman
Ne kadar zormuş esaret dedikleri.
Etrafını tellerle çevirdikleri bu dünyanın adı kışladır. Çok kalabalıktır, iğnenin yere düşmemesi misali… Ama şimdi… Bak şimdi kimse yok… Yani sen olmayınca binlerce insanın bir anlamı yok! Gözlerim dolu dolu, kalabalıkların arkasına kilitliyorum kendimi. Ve çok üşüyorum. Böyle olurdu, uzunca saçlarını örterdim üzerime. Berbat bir halde titremekteyim. O çok sevdiğin kirli sakallarımı da kestiler burada. Eee… Isınacak ne kaldı? Kokundan aldığım ilham bütün aşklara mucize olurdu. Yarım bıraktılar masalımızı, yarım kaldı bütün aşklar… Bir intihardır bahş eyledikleri yokluğun. Göze görünen yerlerdeki yaraları görmezden geldim de; İçim paramparça deyince Halil Sezai, nasılda titredim! Erkeliği bıraktım bir kenara ve ağladım. Sen olmadıkça, senin erkeğin olmadıkça! Adam dövsem! Nara atsam! Ney fayda? Aşk böyle talan eder delikanlılığı. Üstümdeki kamuflaj ile benzerim sadece diğerlerine. Uykusuz gecelerin arkasından, bir fincan çay getirir asker arkadaşı. İçim toplar kendini, avunmaya çalışırım. Geride kalan gün; başladığı gibi seninledir. O çok sevdiğin vesikalık resmin elimde, Seni ilk gördüğüm günü düşlerim… Sonra… Sonra beni uğurlarken gözlerinden dökülenleri :/ Kana kana kanıyor kalbim. O dikenli teller batıyor bedenime. Doldur kadehleri komutanım! Kafam duman… Zirvesine dikilip seni haykırmak istediğim koca bir dağ, Kokun yerine barut kokusu Yaşadığım her an haram… Çal Sezai Gitti ya… Gitti ya kafam duman! 09.03.2012 Ardahan |
sevdiğinden uzakta ve onu düşleyen bir gönlün sızıları özlemleri şiirde.
etkili bir anlatım var şiirde..güzel bir serbest çalışma.
tebrikler şairim.