Eksik yanlarım üşüyor...
Kuzey rüzgârların çocuğuydum
bir yanım yoktu benim… Hiç düşünmedim geleceği yalnız ve serseri avuntularımla Sorgulamadım, Bana verilen eksik yanlarımı ağıtlarımda bile anne demedim annesiz yüreklere acı veririm diye kefen rengim bile pembeye yazılmıştı! Küsmüş bana yeni yetme insancıklar! Munzur’un bile gözleri kördü dillendirmedim söz olur diye ne zaman fırtına kopacak ilan etmedim yüreğimdeki sessiz çığlığı… Susmak yarımsızlığıma bahanedir benim saklıyorum ezik geçmiş kırıntılarını kan olmuş bade suyu da yine de serden geçmedi bu asi yanım Tırnaklarımla örtüm açık mezar kıyımlarını günahlarımı kar boran Fırtınasının ortasında bıraktım bilmesinler… Bilip de yaftaları asmasınlar diye sebebim sensin mavzer sesli dünyam gün ortasında bilinmezin ağıdı gibi her satırında ana ninnisi söyler tortu tutmuş dil yosmaları! Yokum beden çoktan kayıp sözüm yüzünden utanır, dillendirmeyi diyarsızlığımı... gün ağır aksak ilerlemekte menzilin kuytu berzahına senin gölgen yanımda sessiz ve üryan! Yolun sonu değmez bizim yanlarımıza usulca dokun kabuk bağlamış yarama işte o zaman; cennet kokun geliyor ay yüzlüm kimsesizliğim içinde tek çokluğum sensin yollarım aydınlığına davettir gelmek buysa; ben seni Araf’ta beklemekteyim gel ki yolum yoluna dolansın… Sermin Çınar/İzmir |