Son Film
Son Film
dolaba sıkışmış bakışların vardı sonra çamura batıp çıkan bir ayakkabı gibi hüzünlü ellerin, seni gördüğüm sokağı andırıyordu bukalemun sevgilim yüzünün aritmatiği alınmıyordu dağlara şeker taşıyan tavşan gibi ağzın aceleyle yağan bir yağmur gibi kıskacına aldığında tanrı seni, tanrım seni biliyorum sen aramızdan çekil gibi giderdi bir tren bacaklarını sağa attığında dur diye atılırdım raylara: gitme önce çocuğumuzu emzir sonra sularız çiçekleri sonra biletlerini kontrol ederiz rüzgâra benzeyen herkesin herkes, denize benzeyen bir sudur kurur gülüm, kurur ağzından yapışmış koku sevişirken üstümüzü bir buluta asarız sonra yaşıyor taklidi yaparız aynanın karşısına geçip seni en çok kefeninle beğeneceğim derim babaannemin ağıtları duyulur yan odadan çıkar üst kata aklımızı yıkarız buhardan şüphelenir annem bizi yağmur duasına çıkmış karınca sanar kaçar gideriz bakışının dolaba sıkıştığı o ayrıntıdan sonra dudakların bir gece bende kalabilir mi, derim demesine de tanrı buna çok kızar tanrım, seni biliyorum bilmesine de öpmek istiyorum o pak kardan alnından kader çizgini bulmak istiyorum avuçlarından ellerinde ne dağlar var bilirim ne çok yol gitmemişsindir göğsüme yapışan ayaklarından yüzümüzün aritmatiği alınsa ne çıkar buğulanmış bir tende sönerken yıldızlar karşılar mı ay onları sabahları çaya dâvet eder mi yahut şu mezarlarda şiir dinletisi yapmış bir yaprak var mıdır ağaçtan düşer gibi düştüm çünkü ben hayattan ağzım yüzüm felek kanaması adını iç kanamam diye adlederim annem duymasın dizimde kapaklanmış bir ruj lekesi annem okumasın gözlerinde sabun kayması annem silmesin ama annem seni bilirim, tanrım gibi kalbin alev üstünde sonbahar kızarır yanak eteklerinin Chargall renkleridir şiirim kedilerin akşamı nerede geçireceği gibi ümitsiz kokar süt tenim, ama seni biletini kontrol ederken kaybedersem alırsa bir fırtına isimli haydut gövdemizi denizin ortasında baş başa kalma ihtimalidir hayat ölüme randevu verdiğimizi neden evden çıkarken unutmadık yahut ayrılıklar yasak elmadır, böyle inanalım gel bize inancımızı konuk ettir esrik zaman yahut sen kapıyı arala: ardımıza bakmadan çıkalım zaman tanrı gibidir böyle zamanlarda, evinde guguklu saat besleyen yaşlı bir adamın elinden düşürerek parçaladığı bir kuşun ağzından, durun artık, cümlesinin evi tamamen sileceğini nereden bilirdi ki yaşlı adam, yaşlı adam gibiyim tanrım, ama çok yorgunum tanrım gibi kalbim alev üstünde ayrılık kızarır göğüs çevrelerimin! Payanda |
ama
her şey imgede gizlidir dediğimde şairlerin anlamsızlıklarla derinleştirmeye çalıştığı şiirleri bazen bıkkınlık yaratıp yorabiliyor.
şiirin matematiği bir problem kurmacaysa evrendeki her şey bir diğerini mutlaka karşılar mı sorusunu sormam gerekebiliyor!!
bir şiir size başka biri şiiri düşündürebiliyor..
Payanda okumaktan keyif aldığım bir şairdin ,
artık hem okumaktan keyif aldığım hemde ufkumu genişleten bir şairsin :)
Tebrikler