Şimâl...haremde unutulmuş, kara başlıklı şiir; gözlerimi yırtan / sen şimdi uyusam kollarında, yokluğun ciğer acısı, iç çekişi / bitmeyen sancı... mavi gün batımı, çeyrek zaman kıyımda vapur dumanında üşümüş, aç martılar akşam ezanı / savruldu düşlerim, sis... ortalık sardunya yaprakları, dehlize uzanan / kanım... gökyüzü; lâl, hafif meşrep peltek dilim ne de olsa sokak ortası becerilmiş ve kadere tükürmüş ; rüzgara karşı şimdi, o taze mürekkepli yüzüme dökülse kum sorgular ardı ; okyanus / kırık tırnaklarım ... yine de, çıkmaz sesim... oysa iki zaman yanımda ceviz ağacı, paslı sandığım toprak, lavanta kokusu; babam... ve gülümseyen gözleri...; çöle yağan mucize gökkuşağı çıkar birazdan kalem dokundu ya bakir boşluğuma beklemeli... şimdi yaralı yarın, saklı bende umut, kazınan rahmimde yeni bir filiz ; yumuk elli kızım / şimâl merak etme, söz etmem bitmekten ona yitirmek, ya da ... ... 20-2/11/07 |