tek şart var
Gözden ağıza
gözyaşı bilekten parmak ucuna kan izi düğümlü ses telleri arasına sıkışmış soluğu ölümün… Saçlarım beynime batıyor derimin altında gezinen melekler kaşıyor ruhumu yıkanmış mavi dudaklarıyla öpüyor morg kraliçesi alnımdan… İpek elbise giydirilmiş kaktüsler dizilmiş yol kenarına bekliyor çapraz tutuşta tüfekleri… Boşaltılmış karınca yuvaları hava saldırısına hazır olmanın ölümleri azaltacağı konusunda hemfikir uzmanlar ve tanrılar… Sabırlık kollarında uyuyan bebekler alıştığında gürültüsüne mezarlık en iyi yere dönüşür kitap okumak için… Gri çelik kanatlar uçarken mavi gökyüzünde eve günde yedi ekmek götürmek zorunda olanların seçme şansı kalmaz ölüme gönderilmeye seçilmekten başka… Tek şart var… Yaşamak… |