19
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
2141
Okunma

Zoraki bir tebessüm düşse de dudağımdan
Bin kırık ezgi düşer, bir çürük budağımdan.
Bir dalım solgun yeşil, bin dalım bitgin, ezgin
Kırk yıl hüsrana koştum, tam kırk yıl doludizgin
Dağımda madenciydim, cevherimden vuruldum
Gün gün içi boşalan dağlar kadar yoruldum
En nihayet yol bitti, alnımda mermer duvar
Ne aşacak dermanım, ne sihirli lambam var
Yüreğimi paklar mı, beyhude yaşta “aman”
Geç kalmış secdelerde geri döner mi zaman?
Zaman inmiş kemiğe, ayaz yanığı gibi
Cehennemlik sırların ürkek tanığı gibi
Yırtılır sinesinde nefsin kâğıt kalkanı
Süzülür şakağından sevdaların al kanı
Kanlı bir oyun olur med - cezir geceleri
Yüceleri indirir, yüceltir cüceleri
Ufacık çelişkiler aşılmayan dağ olur
O dağ gibi sevdalar “an” larında boğulur
Vuslatın çıkmaz yolu, kederin kabesiyim
Evet! Hayat bir oyun. Müzmin kör ebesiyim
Hani el gibi geldi, hazan el gibi gitse
Parmak şaklamasıyla, birden bu oyun bitse
Son bulsa kuş beynimin çılgın hakimiyeti
Tıkansa kursağına, ne kaldıysa niyeti
Toplasam dizginleri, geri dönse iradem
Sorgulasam kendimi, sorgu var ise madem
Parçalasam cismimi budur diye diyeti
Kırklanmış ceset gibi dökülse lif lif eti
Tuz oluverse tenim, yağmurumla eritsem
Ruhumu tan yerinin çizgisinde kaybetsem
Boğulurken gecenin hain mahremiyeti
İz dahi bırakmasam geçmişten nihayeti
Ölmüş birilerine yarın olsam değersiz
Ne geleceğim kalsa ne geçmişten bir tek iz
Fışkırsa kardelenler hangi gedik açıksa
Taptazecik bir bahar tufanı yarıp çıksa
Ben olsam, ben olsam o çılgın yılkının başı
Tırnağımla eritsem, yüreğimdeki taşı
Ne uçurum tanısam, ne bir tek dağ, ne dere
Nefessiz kanat açsam günün doğduğu yere
5.0
100% (30)