Sigaranın Dumanı
Malın mı mülkün mü var, sokar seni belâya.
Musallat oluyorlar her ekili dikili tarlaya. Su uyur,düşman uyumaz derler ya. ‘İşte bunlar nefislerine ziyan ve yazık edenler’. Ne ilginçtir ki,domuzlar dokunmuyor tek bir tütüne. Umursamıyorlar bakmıyorlar bile semtine. Kibrit suyunu döküyorlar geriki mahsulün köküne. Yılan,nikotinden korktuğu kadar,kartaldan korkmaz. Kırdı ezdi mi o mahsulden hayır gelmez. Tütünün tarlasına hınzır dahi girmez. Merhametin varsa,o mereti içmeye değmez. Şifası ölümdür,ciğerlere oturdu mu. Keşke hastaneler mezarlıklar dile gelse. Arı dahi tütün yaprağına konmaz, ah bilse. Emziren kadının sütüne de geçerse. Bulantılar başlar kalb yavaşlar, dumanından. Açmış göğsünü sabah güneşine,keyifle çekiyor. Metrelerce ötede,saklı zehirin kokusu geliyor Yak bir daha diyor,cami kapısında söndürüyor. Üfle dur,bir gün pişman olur, ah vah edersin. Brüksel / 2000 Ali Kılıç Kakiz |