Elem Verici Ayrılık
Yerde ve gökte ne varsa,
Kulluğa mahkum. Yeri göğü kahreden, Kuvvetin önünde. Hadi gelsin ilim dellâlları, Bu göklerin çatısı altında, Nere kaçacaklar? Battı, gitti nice mağrurlar. Kendi saplantılarının, Körlüğünde kalan insan. Her nimete isyan eder. Başı havada mağrur. Kıpırdasa gayret sarfetse, Gerçeği bulmakta çekinir. Gurur giysileri içinde, başı dik. Hırsından çıldırır, Hareketi kendisini bile şaşırtır. Bu korkular şaşkınlıklar niye? Ey dünya sevgisine sarılmış ruhlar. Ey hüsrana yuvarlananlar! Gözleri yerinden kayddıran, Büyük sıkıntı, Elem verici bir ayrılık, Sonsuz bir hicran, Sizleri bir gün yakalar ve çarpar. Can boğaza dayandığı zaman, Ölüm korkusundan, Ayaklar birbirine dolaştığında, Tam ayrılıktır, Sevgi dünyasından. Ey insan! Kalbini ısıtsaydın, Rabbini severdin. Ey nefesi tıkanan! Ey ölmek üzere olan insan! Bir gün kavuşacaksın Mevlana. Cennette Rahmeti, Cehennemde azabı olan Allah’a. Şimdi sana fayda mı verecek, Dikilmiş putlara koşman. Bu acı ama gerçek. Yazıklar olsun! Böğründe çörekleşmiş kiniyle, Yenik düşenlere. Yazıklar olsun! Halkına zülmeden insana. Yazıklar olsun! Gaflet vadisinde, Heder olup gidenlere. Yazıklar olsun! Toprak üstünde, Ölü olarak yürüyenlere. Edirne / 2008 Ali Kılıç Kakiz |