/...budanır yapraklar eylülde hani acı bir bozlak alır rüzgâr diline.../
yüreğe temlik konmazdı hani parelendikçe değer alırdı sevi doyulmazdı hani temaşa zevkine bak kırıkmış oysa kanatları gece uçmazmış kuşlar kavli karam nerede şimdi o turna seyri!
/...kapat gözlerini şimdi sevgili kunut dağına duaya gider gibi.../
imandı hani ölmek değildi kuştüyü uykular bilmezdi aşk bu kadar hafif miydi kuş uykusu böyle mi ciğerlerdi insanı elleri olmayan hançer gibi hani zılgıtlar bile türküdendi!
geceyim şimdi ay yapıyorum parmaklarımdan şehre tüm narsistliğim üzerimde diz boyu kepazeyim toz alıyorum sözümona elimde kaburgasız teleklerle aşk bu değildi bizim alfabede bizim alfabe de bu!
gömülmeyecekti hani canlı cümleler dile hiç ölmeyecek, çoğalacaktı hani izbeleştikçe bile kunut’a duaya gider gibi kavuşacağını bile bile!
bir nar topuyum şimdi ıssız gölgelere peymane adının ’vay’ halini çiğner gibi neden avuçlarımda bu karanlık neden bu ’’ ölü ozanlar mabedi’’ dilimde
bir aht içmiştik tövbesiz y/emindik hani ayrık harflere sokulma şimdi güle güle demem sana, zorlama beni güle gül bile gayri...
bir nur topuyum gayri ne yerdeyim ne gökte içinde kurtum ben, uykunda horultu unuttuğunda haber ver bana duyarım seni kunut dağı gibi!
ben bir kuşum, umut d/ağı kanatları nerede olursa gölgesi yüreğinde!..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kunut Dağı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kunut Dağı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
unutulur ama er geç ateşin sıcağı, buzun soğuğu. akıllarda bir özne kalır yüklem çoktaaan yüklenmiştir yoluna yeni bir cümleye önce ağır aksak sonra koşa koşa.
"...budanır yapraklar eylülde hani acı bir bozlak alır rüzgar diline" Yaprakların budanmasına ne gerek var? Eylüldür,yapraklar dökülür.Yaprakların budanması değil de dökülmesi,düşmesi eylülde...Hani bir şarkıda geçer ya:"Düşen bir yaprak görürsen / Beni hatırla demiştim." İkinci dizede "Acı bir bozlak alır rüzgar diline" muğlak.Bozlak söylenir.Bozlak çağrılır (çığrılır).Zaten bozlak acıyı,hasreti,hüsnü,hüsranı,kederi,sıkıntıyı anlatır.Bozlak bizatihi acıdır,damardır."Acı bozlak"ı rüzgarın diline alması... Diline almak bir deyim midir? Bilmiyorum.Herhalde "eylülde / diline"sözcüklerinde uyak kaygısıyle böyle bir kurgulama yapılmış. Ben en çok: "Ben bir kuşum umut d/ağı Kanatları nerede olursa Gölgesi yüreğinde!.." dizelerini sevdim.Şiir ne denli uzun olursa olsun şiirsellik bir veya birkaç dizede tomurcuklanıyor. Selam ve saygılarımla...
öncelikle değer verip teşrifettiğiniz için teşekkür ederim...
şiiri ana yolda aramak! onu şiirden çıkarmaz mı diye çok düşünmüşümdür. ki şiir harfleri sembol yapmak değil mi yoksa?
ağaçlar döktü yaprağını hadi dön bana sevgili ! evet bu da bir söylem. bir meram anlatır ama şiir bu olsa neden içinden geçenleri düz yazı gibi yazamyız o halde.
şiir doğruluk gerektirmez şartlı reflekslerle anlaşılmaz. sizi tenkit etmek için değil asla sadece yeri geldiği için... bakın şimdi sağlama yapalım tenkitlerinizi;
1- ''yapraklar dökülür eylüldür''. hadi bu çam ağacıysa? 2- ''bozlak zaten acıhüzün belirtir.doğru. peki biber deyince ne gelir insanın aklına ? tatlı biber olmaz mı çarliston, dolma biber vs. algılama ile algılanan dâima kişiye göredir. 3- şiirde kafiye aranır elbet . ve kelimelere afiyet veren onu kulağa sunan ses oyunları ve musikidir. asonans,aliterasyon filan hiç girmeyeyim onlara. ama ilgilenenler bilir ki en zor aliterasyonun en zor uygulandığı harflerden biri ( c ) dir... ki car car bağırır cümle icinde!
gömülmeyecekti hani canlı cümleler dile hiç ölmeyecek, çoğalacaktı hani izbeleştikçe bile kunut’a duaya gider gibi kavuşacağını bile bile!
ve bahsettim az önce musikiden ki; bu şiir değildir sadece istediğim halde formatı MP3 olmadığı için fon olarak koyamadığım yukarıdaki müziğe söz olarak yazılmıştır aynı zamanda.
bir kere daha zahmetiniz ve teşrifiniz için teşekkürler.
Öncelikle başlığı irdelemek gerek. Dinsel bir söylem evet, ancak dinsellik dışında bir mistisizm gizli. Dağ; İslamiyette de, Halk şiirlerinde de önemli bir figürdür. Demek ki, şiir bize yine Halk şiirlerinden söylemler de sunacak, fakat bu kez daha sık dokunmuş bir felsefeyle. Okununca da öyle olduğu anlaşılıyor. Bir türkü gibi geçti dilimden şiir. Ancak, tek olumsuzluğu, fazlaca kavram kullanılmış olması ve (ki Serhat Akdeniz hep özgün imgelemleriyle dikkat çeker) özgün imgelerle birleşince, belli başlı dizelerin şiirin bütününe tercih edilebilir olması. Tam olarak şu; her şiirde okuyucunun avuçlarına almak istediği dizeler olabilir. Misal; "Turgut Uyar" ın; "Göğe Bakma Durağında", -durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar- dizesini çok severim, aklımda da o kalmıştır. Fakat şiirin iskeleti kesinlikle bu dizenin önündedir. Buna rağmen yine iyi bir şiir okudum kalemden ki tekrar okunmalı, yeniden sıyrılmalı anlam. Tebriklerimle Serhat Abi...
Mustafa bey yanlışlıkla buraya koymuş MEtinciğim ben de buradan yazayım izninle.
Mustafa bey harfleri sembol yapmaktan kastım şiir dili bir çağrışım dilidir. kelimeler ne manaya tekamüldür ille bilinmek zorunda değildir..örn; hepimiin ezbere bildiği birşiir vardır şarkı olarak da biliriz. Atilla İlhan'ın meşhur ''mahur beste'' si der ki bir yerinde ;
''şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız'' o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız''
şimdi bunu yüzbin kişiye sorsanız der ki; bu adamın ki karısı müjgan dır muhtemel ya çocuğuna bişey olmuş ya da evleri yanmış! k kelimelerin çağrışımı da o yöndedir.
fakat gerçekte bu şiiri üstat ''deniz gezmiş ve arkadaşlarının '' idamına üzüldüğünden yazmış! işte şiirde dilin sembol olmasından kastım bu. okura sadece şiirselliğine bakmak kalır birde alabildiğince anlam zenginliği.
ki mahur beste dinlerken ben bildiğim halde deniz gezmişi düşünmem de sevgilimi düşünürüm mesela :)
önce Metine sonra Mustafa beye sonsuz hürmetlrimle
Serhat Bey, elbette şiirde dolaylamalar olacak.Söz ve anlam sanatları yer alacak.İç ahengi sağlamak için uyak,aliterasyon,asonans bunların hepsi yer alacak.Ama şiir harfleri sembol yapmak tanımlamasını pek anlayamadım,bağışlayınız.Evet simgeler,semboller olabilir şiirde.Lakin şiiri harfleri sembol yapmak diye tanımlamak...Gelelim sağlama işlemine:Çam ağacı da zamanı gelince döker yapraklarını .Bibere gelince acı biber,tatlı biber tabirleri niçin kullanılıyor ki... "Algılama ile algılanan daima kişiye göredir."diyorsunuz.Yürekten katılıyorum.Hele konu şiirse.Belirli bir tanımı bile yapılamamış şiir adındaki nazeninin. Niyetim asla polemiğe girmek değildir. Size şiir çalışmalarınızda başarılar diliyorum.Saygılarımla...
/...budanır yapraklar eylülde hani acı bir bozlak alır rüzgâr diline.../
yüreğe temlik konmazdı hani parelendikçe değer alırdı sevi doyulmazdı hani temaşa zevkine bak kırıkmış oysa kanatları gece uçmazmış kuşlar kavli karam nerede şimdi o turna seyri!
/...kapat gözlerini şimdi sevgili kunut dağına duaya gider gibi.../
imandı hani ölmek değildi kuştüyü uykular bilmezdi aşk bu kadar hafif miydi kuş uykusu böyle mi ciğerlerdi insanı elleri olmayan hançer gibi hani zılgıtlar bile türküdendi!
geceyim şimdi ay yapıyorum parmaklarımdan şehre tüm narsistliğim üzerimde diz boyu kepazeyim toz alıyorum sözümona elimde kaburgasız teleklerle aşk bu değildi bizim alfabede bizim alfabe de bu!
gömülmeyecekti hani canlı cümleler dile hiç ölmeyecek, çoğalacaktı hani izbeleştikçe bile kunut’a duaya gider gibi kavuşacağını bile bile!
bir nar topuyum şimdi ıssız gölgelere peymane adının ’vay’ halini çiğner gibi neden avuçlarımda bu karanlık neden bu ’’ ölü ozanlar mabedi’’ dilimde
bir aht içmiştik tövbesiz y/emindik hani ayrık harflere sokulma şimdi güle güle demem sana, zorlama beni güle gül bile gayri...
bir nur topuyum gayri ne yerdeyim ne gökte içinde kurtum ben, uykunda horultu unuttuğunda haber ver bana duyarım seni kunut dağı gibi!
ben bir kuşum, umut d/ağı kanatları nerede olursa gölgesi yüreğinde!..
es geçmek istemedim şirlerinizi
saygılar hocam