hiçbirPek Değerli Agâh Efendim En az sizin kadar kıymetli mektubunuzu az evvel aldım İnanın sevincimden Baharda açan çiçekler etrafında Şakıyan serçeler misali Şaşkınlıktan hangi dala konacağımı bilemedim Her cümlesini Her kelimesini kaç kez okudum Kaç kez tekrar ettim İnanın farkında değilim Farkında olduğum; Sizin kaleminizden dökülen mısralardan mest olup Kokunuzun sindiği satırlar arasında kaybolduğumdur ... O kadar mutlu ettiniz ki beni Size halinizi hatırınızı sormayı bile unuttum Heyecanımı mazur görün ne olur. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir İyi olmanızı can-ı gönülden diler Cenabı Allahtan niyaz ederim İnanın hala şaşkınım Sizin nazarınızda bu kadar kıymetli olduğumu bilmiyordum Ziyadesiyle şaşırdım Tahmin edersiniz ki Bir o kadar da mutlu oldum. Ve bu duygularımın akabinde Uygun kelimeler ile Kalbimin derinliklerinden Siz değerli beyzadem için Kekeme cümlelerim Dilsiz sözcüklerimle Şu değersiz kağıt parçasına damlattığım Birkaç mürekkep darbesiyle Dilimin döndüğünce bende Size karşı hislerimi anlatma gayreti içinde olacağım Umarım söyleyeceklerimden Başka manalar çıkarmaz Bir emrivaki gibi görmez Genç bir hanımın Onurunu ayaklar altına alarak Sizin için birkaç satır karalamasını Mazur karşılar Hakir görmezsiniz Yoksa kendimi hiçbir vakit Affetmeyeceğim Zira günler ve geceler boyu Nasıl karasızlıklar yaşadığıma Ay,yıldızlar ve güneş şahit Yüce Mevla’m şahit… … Lakin ummanlara sığmayacak Küçük bir nehrin Kendini aşan boyutlarda taşması Koca koca denizlerin Olduğundan büyük dalgalarla baş edememesi gibi Ben de sizin için gün be gün Bu tarifi imkansız hasret kasırgası içinde Günden güne yükselerek aşkınızın makamına Nail olduğumun farkına varmakla Şeref duyuyorum… Sizinle alakalı bir başka hususta Temsil etmek yerinde olursa şayet Çok affınıza sığınarak; Mâh cemalinizden şimal yıldızları kadar Arşa değen misk-i amber kokunuzu Bir melek kadar saf Çocuk mahiyetinde Canım diye hürmet gösterip Gül kokulu ellerinizi ellerimin içine alaraktan Anlamlı gözlerinize uzun uzun bakarak Sizi büyük bir hasret ile özlediğimi Bilmenizi isterim Size karşı olan hislerimi Bu kadar aşikare dile getirip Söylemiş olmam Umarım gözünüzde ki değerimi Yitirmeme sebep olmaz Velhasıl… Yüreğime düşürdüğünüz bu ateşin Yokluk denizinde ki hasretinizle harmanlanıp Daha bir perçinlendiğini Bu kadar sözden sonra Eminim ki tahmin edersiniz Canım efendim Mektubuma burada nihayet verirken Hayırlı bir gün olan Mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar Önce o mübarek elinizi Sonra şahane avuç içinizi öpüp Daha sonra da sizin için deli gibi Bir aşk ile çarpan Sol göğsüme götürüp Bir süre duraklayarak... Gece kadar siyah gözlerinize bakıp Sizin için kul- köle olmak için Yangın yerine düşmüş Küçük bir serçe gibi Nasıl çırpındığımı görmenizi ümit ediyorum… Ve nihayet elinizi kalbimin üzerinden kaldırıp Sizin yokluğunuzda Susuzluğunuzdan kuruyup çatlayarak Kurak bir çöle dönen İzin verirseniz; Öpmek kaydıyla Gonca lebime götürüp Muhteşem avuç içinizde kendinden geçen yanağımı Duyguların en yoğun olduğu şu vakitte Bir müddet daha dinerek Saadet faslının bu unutulmaz deminde Kalmayı arzu ederim… … Mübarek elinizi körpe dudağımın Ve sağnak sağnak pembeleşmiş yanağımdan Yavaşça uzaklaştırmak maksadıyla Alnıma götürüp Benim için "başımın tacı Garip gönlümün ilacı" Rabbim tarafından gönderilmiş olan Bir tabip olduğunuza kanaat getirip Sizi tüm kalbimle sevdiğimi Ayrıca bildirmeyi uygun görüyorum Umarım bu zavallı sinemin Size dair olan Apaçık sözleri karşısında Bir nebze de olsa Sizi mutlu etmiş olmayı umuyorum Yoksa ziyadesiyle üzülüp harap olacağım… Pek muhterem ellerinizden hürmetle öper Gönlünüzde bana da yer açacağınızı ümit ederek En güzel, en ulvi olan Yüce Rabbime sizi emanet ediyor Huzuru şahanelerinizden ayrılıyorum Sizi seven Yolunuzu siz gelene kadar ışığı sönmeye meyilli bir kandil kadar aciz Küskün bir ay kadar mahzun Yapayalnız yıldızlar kadar zayıf Gün ışığına hasret kalmayı ar sayıp, karanlıklarda Bir o kadar da sabırsızlıkla beklediğimi unutmamanızı tez vakitte gelmenizi niyaz ediyorum... ... ... |
saygılar