bir öğleden sonra
Başımı delikten çıkarsam
balyoz yiyecek gibi hissediyorum. İnek memesine yapışmış buza misali emiyorlar bütün neşemi… Bir işveren şöyle demişti: “Kusura bakma, seni işe alamam. Bu şehirde ailen, karın ve çocukların yoksa bir ay sonra işi bırakıp gitmeyeceğini nasıl bilebilirim?” “Bilemezsin.” Dedim. “Emek veriyor, eleman yetiştiriyorum.” “Ertesi sabah yataktan çıkacağının garantisi yok. Ayrıca fotoğraf stüdyosu satış danışmanlığı için evlenmem ya da annemi bu şehire getirmem söz konusu değil.” Dedim ve çıktım oradan. Umarım düzecek birini bulmuştur. Başımı delikten çıkarsam balyoz yiyecek gibi hissediyorum. Ateş karşısında çalışmayanlar cehennemden bahsediyor. Her şeyi biliyor siyaset, spor, sanat, tanrı hakkında konuşan ağızları… Elleriyle ayırmış bekliyorlar ruhlarını… Tanımadığım kadının cenazesini taşıyor ekmek gibi sıcak ellerim… Başımı delikten çıkarsam balyoz yiyecek gibi hissediyorum. O hatayı bir kez yaptım otuz küsur yıldır burdayım… |