aşk ve istila.
I- Bir dal verdi bana sevgili
köklerinde, yazmalı kadim bir şehir yapraklarında ise hep yeniden başlayan aşklar. II- surlarım var şehrimin asırlık kökleri binlerce yıllık çınar ağacına benzer anamın ak sütü gibi çok eskidir anamın ak sütü gibi gevrek ve tazedir asır mı dayandı ona hangi asra damgasını vurmadı ki hangi kuşatmayı kaldırmadı ki hangi yıkımı görmedi ki... her gelen ve her yıkan bir nakkış ekledi yazmasına kentimin her taşına da kehribarın aşk kokusunu bulaşınca istila etti bizdeki her düşü.. .........III dalgın bir otöbüs yolcusuyum neon ışıkları vuruyor buğulu camlarıma adımı yazıyorum aşk ve istila.. silinmesin diyorum bu resim, çünkü her karesinde anlatılacak bir kuşak yaşanacak bir aşkın bozulmayan izleri vardır. ben ki kadim bir ninovadan gördüm bu düşleri kılamlarını dinledim dengbejlerinden şiirlerini okudum şairlerinden türkülerini yüreğime bağ ettim yanık ozanlarımdan.. her birinin telinde aynı şarkı ve aynı şiir vardı yani, tarihin en mecbur ayrılıklarını yaşadık her dönem her parçasına bir diyet verdik, yıkıldı yıkılmaz dediğimiz değerlerimiz, bölük parçalara bölündü en ihtişamlı imparatorluklarımız. ninovanın bağrı yanık talihini ve kaderini de değiştirdiler. değişmeyen ise burçlarımıza resmedilmiş aşklarımızdı. inesim var bu otöbüsün yanan koltuğunda hüzünlüyüm biraz da canım sıkılıyor içimde közlenmiş incilerle birlikte taze umutlar götürüyorum çünkü biz herşeye rağmen yıkılmayan burçlardık. şu an yüzümde fekiyı teyran gülümsemesi yani çocukluğumun düşü inerken umutluyum dışarda şöfürün sesi abi son durak bu şehirde inecek aşk var... sevgi ve saygılarımla.. |
süt gevrek olur mu ?