Kem Sözler
yekûn:sürgün teb’a nın bedbaht karînesi!
I. ayarı yok:Doğu’nun doğurmak için büyüyen karnı sanılır ki tekmil cinnet! sanılır ki konuşulan her lehçe uzantılı söz kavgaya gebe! oysa her kuraklık başladığında yağmura adanan kaotik yalnızlık çekenlerin esmer kokan duası! sanılır ki süürlü dilimin günahkâr sesine vurulan gemin/ lehim tutmaması bundan... oysa; kendimin en derininden duyulan kahır üstü alınmamış mutlulukların pahasına... baştan başa katedilmiş toprakların vebali! ayarı yok:Doğu’nun doğurmak için büyüyen karnı sanılmamalı ki sürgün görmüş kavim gerçeği. II. ayarı yok:ram’ım kibrine yenik düştüğüm acıya inat bağışlanmanın kapı eşiğinde bekleyen ricalin kefaret kokan sözüne... düşününce geçmişi itibar etmedik oysa diyarı Dicle’ye peş peşe gelen niyetsiz Faris’in kınında ’bahta cinnet düşmüştür, akla vebal’ kin hicvine III. batıdan üç deniz ölçekli gölgeye sığınmış kanser balıkçı ne kadar çok çektiyse oltasını o kadar uzaklaştı yeryüzü doğudan/ kısaldı erim! tutmadı lehim güneş açtı ağzını yokluk kustu kıraç toprağına/ yoksulluk doğurdu hain bir gecenin koynunda esmer çocuklar ellerinde ki ışık kırıntılarını/ son sürat koşan güne fırlatıp, fırlatıp eksildiler kaşını çattı dünya/ lanetlendi teb’a tanrılar yalnızlık fısıldadı gebe kalan her kadına doğan her çocuk mevcut kültüründen uzak doğan her kız gebe yalnızlığa! IV. aşk yasaklandı bu topraklarda susuz kaldık kavruldu içimiz uzun zaman hastalıklı bebe aşk istedi yürek yangınına yaşlı kadın nasırlı adam üç deniz ölçekli gölgeye yakarıp,yakarıp durdu koptu fırtına bulutlar kabarıp kem sözler yağdı her gece kanadı toprak! döküldü cüzam,kırıldı teb’a darıldılar tanrıyı oynayanlara şimdi nerede yankılanıyorsa iç sesli bir türkü dinleyen her insandan yaratığa aşksızlık sonrası yakılan bir ağıt gibi geliyor küfür kokan bu dua |