Melânkoli Sınırı
kutsallığını yitirmiş her bir hece
tanık kalsın bu son şiir kokan gece kararlıyım evet kararlıyım bu gece bir şiiri katletmeye en can alıcı imgelerini vuracağım ilk, sonra nabzına saplayacağım kurşun kalemimi! kara kanlar içinde bırakacağım tüm bedenini... oyuklar açacağım beyin hücrelerine giden mısralarda çığlık çığlığa kalacak duyulmayacak sesi -kıtalarca kan kaybedecek her dakika her saniye ilmek geçirip cılız boynuna çıt kıracağım bu şiiri -tutmayın beni içimdeki acıdan beslenip dal budak saldığı yetmez mi karnım burnumda, doğuracağım hüznümü/ -şiir cinnetim bu gece yaygıları ak kağıttan seçin deşildi deşilecek bağrım cenin yürekli tümceleri kurtarmak sizlerin elinde / henüz yaşı dolmamışların kanına sokmayın beni küfre girdiğim yetmezmiş gibi! evet kararlıyım bu gece bir şiiri katletmeye pelesenk temasından vuracağım ilk ne kadınlığı kalır ne adamlığı ne de aşk diye anılan o zührevi bahisler meclisi kaç zamandır planlıyorum bu cinayeti üstüme varmayın beynimin içinde gezinip durduğu yetmez mi o hantal, aksanlı dil mübadelesi ve sakil kalmış kancık ağzıyla zaman salya sümük meydanlarda dolanmayacaksın artık kıta dur seni bu gece vurmazsam bile eli kalem tutan biri elbet / imgesiz anında yakalayıp vurur söz dinle ey söz yumağı -kıta dur... yalvarmak yakışmaz hiç bir dizene güzel günler vaat edip durduğun/ perde ardında sıyrık gülüşler geçirip genç dimağıma kanımı emdiğin yeter artık bırak yakamı cinnet besleniyorum, en tehlikeli anım yalnızlık! küs kalalım uzun bir süre girme hissiyatlı odama özelimi emzirme kıymet bilmeyen kadıncıklara her gece ensenden yakalayıp, karanlığın çıplaklığına vurduğum yeter ne alemsin, sen yaralandıkça benim canım çeker! hani nerde, nereye koydun, hangi dizenin koynunda uyuttun nerede çocukluğum... vaat ettiğin bu muydu bana ey şiir gülünç eylem planlarıyla geçen bir ömür yok, yok artık utandırıyorsun beni bunun kabulü yok, ırzına geçtiğin bu kaçıncı umut bu kaçıncı sükut! başından beri biliyordun; beni o eski kumaştan bezeli eskizlerle nasıl da uyuttun nasıl da girdin kanıma on ikisinde delirtmek pahasına! yakışır demiştin, her şaire biraz deli kanından içmek/ şiir denen iksirin yalpaladığımın, tökezlediğimin farkında değil misin işte hüzün ve acıyla yoğurup şekil verdiğin nadide eserin/ kundaksız söz giydirip kelimelerle beslediğin utanmaz karakter kisveli yetenek yoksunu bencil şaiir’in |