Mahzun
Mahzun
Köyüme uğradım, on beş yıl sonra Dikenler bürümüş, yolları mahzun Yeşil bahçelere baktım bir ara Evlentü çoğalmış, gülleri mahzun Fırınları yanmaz, ekmek çarşıdan Fasulye, patates, çilek çarşıdan Ne olmuş bu köye, yemek çarşıdan Ocakları tütmez, külleri mahzun Ses soluk kesilmiş, havlamaz köpek Horozlar ötmüyor, yok koyun, inek Unluk da asılı kalmış bir elek Sahipsiz bir garip halleri mahzun Hatırladım bir bir geçmiş anları Dağ, taş inletirdi gür ezanları Sanki bir yabancı dost insanları Camisi, mescidi, kulları mahzun Azalmış derenin, oluğun suyu Akmıyor pınarlar, kurumuş kuyu Değişmiş iklimi değişmiş huyu Çiçek çiçek kokan yelleri mahzun Nerede bostanlar, taze sebzeler... Yerlerde çürüyor olgun meyveler Cirit atar sağda solda güveler Peştemali kayıp, çulları mahzun Eskiden beraber gülüp ağlardık Başımıza sarı yazma bağlardık Maniler söyleyip yürek dağlardık Şimdi gönülleri, dilleri mahzun Köyde kalmış yaşlı bir iki kişi Gideni beklemek onların işi Bilirim bulunmaz bu köyün eşi Ondan ağaçları, dalları mahzun Emine Yılmaz Dereci |