İki Cihan ServeriGülden Güle taşınan alınlardaki nurdu İlahi gül kervanı Mekke şehrinde durdu Asırlar öncesinden özlenen peygamberdi Hasret ile yolları gözlenen peygamberdi Ay doğunca geceye karanlık kaçar oldu Çöle rahmet düşünce çiçekler açar oldu Hira nur mağrasından aleme nur yayıldı Kimi zaman bir şair kimi mecnun sayıldı Hece hece dökülen nur vardı sözlerinde Solan kuru gönüller yeşerdi izlerinde Onla doğdu yaşadı ahlakın en güzeli Ümmeti için aktı gözlerinden yaş seli İslam’ı yaymak için her an çekse de çile Hak’tan gelen sözleri ulaştı her gönüle Yılmadan göğüs gerdi keder dolu yıllara Düştü arkadaşıyla üzülerek yollara Karşıladı coşkuyla ay yüzlü peygamberi Sevgiyle kucakladı şehrin kadını eri Ensar tarihe geçti, gül koktu gül Medine Koşuşturdu insanlar girmek için bu dine Yaradan’ın aşkıyla yandı pişti yüreği Yirmi üç yıl boyunca geldi vahiy meleği Ayet ayet dillerde okunuyorken rahmet Tekrar doğdu insanlık soluverdi cehalet Akan gözyaşlarıyla hasreti gelir dile Yolu hakikat yolu aşkla çekilir çile Ay doğarken geceye müşrik gözlere inat O yüce peygamberle huzur bulur kainat Allah’ın Habibi’dir odur bizlere önder Asırlar öncesinden gelir müjdeli haber En büyük mucizeyi kalbinde taşıyordu Gökleri aşıp aşıp Mevla’ya koşuyordu Karanlık dünyalara ışığıyla dokunan En güzel ahlakıyla ayetlerde okunan Kur’an’ın ışığında izinden yürüyoruz Alemlere rahmettir, apaçık görüyoruz Hangisi layık ona sözcüklerin içinde Yok anlamlı kelime yok dünde yok bugünde Gece gündüz diledi ümmetinin affını Destan destan yazsak da sayamayız vasfını Kalp ve kalem düşünür akıtır gözyaşını Şefaatını diler, bahar eyler kışını Salâtı selamımı duyuyor biliyorum İşte ben bu umutla yaşımı siliyorum Emine Yılmaz Dereci |