Kodları Kaybolan Topraklarda
İlkin yokluğun içinde dolaştığını
Kavrarsınız akreple yelkovanın Ayak basılmadık yerlerde aradığınız Gül kurusu melankoliler Kötülük tarlalarında durduk yere linç edilmiştir Bilemezsiniz Peşine düştüğünüz Sessizliğe direnme egoları Ölüm kararlarına sırıtan cellatlardır Yanılmadınız Her sabaha Yarım bırakılan mevsim umutlarıyla girersiniz Evet uykularda törpülenir kimi şeyler Eksik kalırsınız Kınından çıkarır sözcüklerini şair Neden döşer boşluklarına kaldırımların onları Anlamak isteseniz de Anlayamazsınız… Akreple yelkovanın Yokluğun içinde boşu boşuna dolaşmadığını gördükçe Biraz daha artar tedirginliğiniz Bir başka işkencenin ruh yansımasıdır bu Katlanamazsınız Nedensizce takılırsınız o devingenliğin peşine Susuzluğunuz feraha hiç dönüşmez Kavrulup yanarsınız Bilinmeyen kıblelere doğru Gölgelerini bozarak yok eden albatrosların Yarım bıraktıkları oyunların öteki adıdır aşk Başka türlü tanımlamak isteseniz bile Lal olur dil Tanımlayamazsınız. Yürekteki girdaplara bir kemandan Mutsuzluk çığlıkları döküldükçe Ötelerde Sınırları yok edilen bir yurdun Yavaş yavaş gömüldüğüne tanıksınızdır Artık geceler hep sürgün Gün hep ilticadır Umarsızca ağlarsınız ağlarsınız Necdet Arslan |