Yine İstanbul
Haydar paşadan başladım
kara bahttan kurtulmaya Geminin güvertesinden Marmara’nın dehlizlerine ölmüş çocukluğumu bıraktım batsın Dalga kıranı yuva edinmiş karabataklara verdim denize her dalışında çocuklumun katilini boğsunlar Gemiye uçarak eşlik eden martılara simit yerine hiçliğimi attım Gemilerin ağırlığıyla parçalanmış iskele lastiklerini söküp görmek istemediklerimi gösteren gözlerimi bağladım Galata köprüsüne karabataklar gibi sıralanmış balıkçılara bıraktım kanayan özlemlerimi cime etsinler oltalarına Köprü boyunca tezgâh açmış mülteci kızılderili ve zencilere içimdeki boşluğu verdim kimliksiz ülke edinsinler kendilerine Eminönü’nden Sultanahmet’e akın akın giden ecnebilerin meraklı bakışlarına tarihsiz yazısız geçmişimi odak noktası yaptım dünyanın dört bir yanında yazıya geçsinler Galata genelevindeki fahişelere yarınlarımın vesikasını verdim İstiklal boyu sağlı sollu sıralanmış sokak müzisyenlerinin keselerine açılmamış hülyalarımı bıraktım satıp karşılığında zeytin peynir eder belki Kadıköy rıhtımdaki sokak yosmalarına inşaattaki bankanın kapısında yatan kimsesize içimde yıllardır beklettiğim yar sevgisini verdim ayaz gecelerde ısınsınlar Amaçsız hedefsiz nedensiz milyonlarca insanın ikircikli hayat akışlarına linç ettirdim nedenlerimi Gün bitti içimdekiler bitmedi virüs olup benliğime yayılmış yalnızlık yine benimle Erdem Uçan./29.09.12 |
erdem'cim, bi' gün birlikte de yapalım bunları :P
yoldaş oluruz birbirimize,
hem yalnızlığından bi'nebze kurtulmuş olursun :P
istanbul'da,seneye...