Can baba'ya mektup
geçen yıl seni
senin sevdiğin iki değerliyle şarap ve şiirle andık mezarında ve altında yattığın toprağa şarap döktük bunu duyan imam belediye başkanı toplumun ve kendisinin değerlerine hakaret saymış imam işeyince de cemaat sıçmış bunlar öyle karanlıkları yaşıyorlar ki hani demiştin ya, siz artık kıçımın fosforuyla aydınlanın bu insanları, kıçının fosforu da yetmiyor aydınlatmaya kalkmışlar, sanat eseri heykelini mezar taşını kırmışlar toplumun değerlerine olan saygısızlığa karşı toplumun değeri dedikleri mezara saldırıp kırıp yıkmışlar nasıl tam bir türk kafası değil mi ki mümkün olsa kalkıp mezarına saldıranların ve belediye başkanının öldüklerinde mezarına işerdin ben mümkün olursa senin için işerim en sevdiğin güne bakan çiçeği, güne bakmaz oldu badem ağaçları çiçeklerini açmaz, deniz kokmaz oldu sakin olan datça endişeyle doldu bu ülkenin tepesine, sen gidince beterin beteri geldi oturdu ne sülo ne çiller ne erbakan; insanları aşağılamada hepsinden pek yaman ve hepsinden de fazla bir İmam güzel sanata heykele tam bir düşman olunca tepede böyle bir başbakan seni mezarda bile şarap içerken rahat bırakmazlar buna İnan ama bilesin ki bu Ülke’yi de bilimin fosforu Aydınlatıcak bi zaman mekânın datça olsun can baba Erdem Uçan./12.08.12 |