Portakal Renginde Kaç Kadın
Portakal Renginde Kaç Kadın
portakal renginde göğüsleri vardı bunu ben kurgulamadım yeşil giyerdi siyah gibi kırmızı öpüşürdü beyaz gibi suçlanınca sergüzeştliğinde bir patika bulurdu oradan hemen uzaklaşırdı gövdemin haritasını ezbere bilir gibi saçlarını dağıtan bir tek o değildi tarardı saçlarını sabaha yakın gecelerine sutyen takardım çözerdim ağı elimde kalırdı yemi dudaklarımda kanı üşürdü emilen boynumda birkaç kelime dışında sevmezdi hiç şiiri basit tırnaklarında ayırdığı hayat bacaklarından kumlu ezgilerin yayıldığını en iyi ölüm bilirdi gözlerine bir misafir oldunuz mu buyur ederdi etmesine de yalımdı çelimdi sevimsizdi bir tek elleri vardı hatırladığım yumuşattığı gayelerin telaşlandırdığı bir kapı kilidi gibi ona döndüm odaya döndüm ayna gerçekçiydi ilk defa yüzümü inceledi ve sabahladığı geceliği inceden delindi terliklerini kenara koydu yağmura çıktı topuklu ayakkabılarında bir pikap sesi ağır adamların seviştiği her hâlinden belliydi yaz gelirken yanına bir dost al artık çünkü günahı yok burkulmanın içinde lavların yükseldiği lehli dağların kor günlerinde bir e geçirmek zordur aşk gelirken yanına bir yalnızlık al artık çünkü buralarda bedeli yok sonsuzluğa yürümenin bu yüzdendir hesap çabuk ödetilir tutulan ilk lades yeminse kin üretmek emirdir sana döndüm dünya’ya döndüm ayna sevinçliydi ilk defa rengini inceledim ve sessizce ahulu söyledim: yatağıma girdiğinde kaç kadındın birtürlü bilemedim! Payanda |
kurgu sağlam
cümleler oturaklı...
güzeldi...