Beyaz duvarlar...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın can arkadaşım ben seni hiç unutmadım.yüreğim hep seninle.biliyorum ki bende sendeyim...selam olsun yüreğine
duvar yazılarıyla başladı
başkaldırış hikayemiz mahallenin simitçisine... bir kağıt birde sapı kırılmış fırça. üzerimizde salaş bir paltoyla, kafa tutardık... şişman adam koşamazdı her toplu yürüyüşlerimizde. kötü değildi yazdıklarımız. aşk yazardık sevgi yazardık az biraz da pazar filemizdeki renkleri yazardık. başka şey bilmezdim... çocukluğum kazların peşinde geçti sevdik yazıları, şiirleri yazacak yer bulamayınca duvarlara yazardık biz. sonra suç dediler. simitçi bıraktı peşimizi fırıncı düştü peşimize. bıyık altı gülerdi bizim başı boşluğumuza kanardık onun karanlık sırıtmasına. bize ne mi öğretti? çok hızlı koşmayı sanki illegal sokak maratonuydu her akşam yaptığımız. bazen yaşlı teyze bağırır ulan ne yapıyorsunuz vallahi teyze yapmadık bir şey şiirlerimizi yazdık duvardaki pis yerlere güzel göresin diye. fırıncıya eşgalimi verdiler bütün şehirde beni ararmış nemi yapacak başın gözün sadakası ekmek verecekmiş sektirmeden atıyordu yalanını koca göbekli fırıncı. bir gün bir fırtına koptu duvar yazılarımızı akıttı gitti şehir temizleniyordu ama beyinler aynı ağ arkadaşımı aldı gitti o karabasan yağmur bir daha haber alamadım son duydum ki diyarbakırda gri odalara yazı yazıyormuş fırıncıya nemi oldu çok yemekten aç kaldığı bir gün kafasına sıkmış bana nemi oldu ben hala yazıyorum duvarları mühürlediler ama beyaz kayıtlara şiir yazıyorum beni bulamadan gitti şişko fırıncı çırakları hâla iş başında ama yağmurlu havalarda paltosuz sokağa çıkmıyorum can arkadaşım. bazen akıllarına geldiğinde arıyorlarmış beni sarnıçlardan haber alıyorum. dağlarda küsmüş bana sensiz yürüyorum diye ama bilesin ki senin için aybalam, _________________________ özgürlüğümü fırıncıya kaptırmadım... Sermin Çınar/İzmir |