ISIRGANHani gitmem demiştin Gitmeyecektin ya hani Hani söz vermiştin, gitmem diyordun Bırakıp da beni böyle yapayalnız Bırakıp da beni böyle boynu bükük Bırakıp da beni böyle gözü yaşlı Gitmem diyordun ya hani, gitmem... Hani gitmeyecektin Yüreğimde beslediğim dağ güzelim Gitmeyecektin Söz vermiştin bana, ben dağ havasız yapamam demiştin Ben damarlarımda dağ kekikleriyle yaşarım demiştin Örgülü saçlarına dağ güllerini takacağım demiştin Şimdi nerelerdesin ey dağ güzelim Hangi diyarlardasın şimdi Ey yüreğimin güzeli Nerelerdesin... Deprem fırtınalarına mı savurdun şimdi Simsiyah kıvır kıvır saçlarını Dalgalanıyor mu yine eskisi gibi Bensiz gittiğin o uzak diyarlarda? Sana yıldızlardan köşk yapacaktım unuttun mu? Gitmeyecektin güzelim gitmeyecektin Venüsü, Jüpiteri, Samanyolunu hep sana Hep sana ayırmıştım Geceleyin korkarak mısır tarlalarını beklerdim Kurda, kuşa, çakala karşı Taa uzaklardan çobanın güttüğü sürünün sesi gelirdi Yanık yanık kavalını dinlerdim Cesaretim gelirdi, bıçağımı çıkarırdım cebimden Sonra yıldızlara ulaşırdı gözlerim Hem korkardım Hem de en güzel yıldızı sana ayırırdım O en güzel, en mavi, en büyük yıldız senin olacaktı Geceden sahiplenirdim senin için o yıldızı Gökyüzünden yıldızları yere indiriyordum senin için Elimdeki o küçücük bıçağımla Sen ise bütün bunlara aldırmadan çekip gittin Ağaçların yapraklarını döktüğü Bir sonbahar günü ansızın gidiverdin Yağmur damlaları omuzumdan düşerken Bir bir geçti gözümün önünden Dolaştığımız bağlar bahçeler Ben ellerim yansa da ısırgan koparırdım Ansızın arkandan yaklaşıp Ensene dokundururdum Feryadın kaplardı dört bir yanı Ben acımasızca kahkahalar atardım Kuşlar ürkerdi senin bağırışından Korkup yuvalarından kaçarlardı Yapma derdin Yapma diye kızardın Sonra ceza verirdin bana Üç dakikalığına konuşma benimle derdin Hüzünlenirdim ardından,ağlardım Sanki kara trenler gelir geçerdi Yaralı yüreğimden üç dakikalığına Bitmezdi bir türlü geçişleri Kapkara vagonlarının Ezilirdim, kahrolurdum Sonra tutardın ellerimden Tamam derdin, bitti cezan, bitti üç dakikan Gel barışalım artık derdin Hiçbir şey olmamış gibi gelirdin yanıma Dalgalanırdı yine dağlara karşı simsiyah saçların Bu defa yeni çiçek açmış kekikler koparırdım Saçlarına takardım, taç yapardım Ben çiçeği severdim güzelim, ısırganı değil Sen güldün, sen karanfil, sen kekiktin Seninle dolardı yüreğim Seninle çarpardı çocuk kalbim Su serperdi yüreğime mahzun gözlerin Ama gitmeyecektin güzelim Bırakıp da beni böyle boynu bükük Bırakıp da beni böyle gözü yaşlı Gitmeyecektin güzelim Gitmeyecektin Şimdi ne kadar çok uzaklardasın böyle Ne sesin var, ne mektubun Ne elin var ne simsiyah kömür gözlerin Ve ne de dalga dalga saçların Yok artık saçlarını savuran, o güzel rüzgarlar yok Yok artık ışıl ışıl parlayan, kömür gözlerin yok Şimdi savuramıyor saçlarını dağlara karşı fırtınalar Işık saçamıyor etrafa artık deniz gözlerin Şimdi artık senden geriye kalan Defter yapraklarımın arasında kurumuş solgun Ensene dokundurduğum Küçüçük bir parça sevimli ısırgan… Şimdi nerelerdesin ey dağ güzelim Hangi diyarlardasın şimdi Ey yüreğimin güzeli Nerelerdesin ey yar Nerelerdesin Isırgan… Nerelerdesin… Nerelerdesin… Faruk ANBARCIOĞLU |