ÇANAKKALE GEÇİLMEZŞiirin hikayesini görmek için tıklayın BU GÜZEL VATAN’DA BİZLERİN HÜR BİR ŞEKİLDE YAŞAYABİLMESİ İÇİN CANLARINI GÖZ KIRPMADAN FEDA EDEN 253 BİN AZİZ ŞEHİTLERİMİZİN MANEVİ HUZURLARINDA BÜYÜK BİR TAZİMLE EĞİLİRKEN YÜCE RABBİMDEN GANİ GANİ RAHMET DİLERİM..RUHLARI ŞAD OLSUN..
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Biz Çanakkale geçilmez demiştik İnatla, sabırla. Bıyığı yeni terlemiş binlerce yiğit... Bombalar üzerimize yağmur gibi yağarken Kan kusan, can alan dev gemileriniz Çanakkale boğazından geçerken Biz haykırıyorduk binlerce yürek “Çanakkale Boğazı geçilmez” diyerek. Kimsin sen acımasız düşman Ne işin var benim mübarek topraklarımda Bilir misin kimler yatar bu topraklarda. Bilir misin sen tüm insanları seven Mevlana’yı Bilir misin sen insan değil Hayvan bile incitmeyen Gönüller sultanı Yunus Emre’yi Bilir misin sen can dost Hacı Bektaş’ı Veli’yi... Çek o kirli çizmelerini aziz ecdadımın Kabirleri üzerinden. Bilir misin sen Osman Gazi’yi, Orhan Gazi’yi Bilir misin sen Niğbolu fatihi Yıldırım Beyazıd’ı Bilir misin sen İstanbul’u fetheden Bir yanda manevi fatih Eyyüp Sultan Bir yanda Bizansın surlarını yıkan Fatih Sultan Muhammed Han... Çiğnetir miyiz zannettin ecdadımızın kabirlerini Aç kulaklarını, dört aç gözlerini Burası Çanakkale, burası geçilmez And içmişiz seni Çanakkaleye gömmeye Git evine defol Avustralya’na defol İngiltere’ne... Bilir misin sen 265 kiloluk mermiyi Vinç bozulunca Ya Allah deyip namluya tek başına süren Seyyit Çavuş ölmeden Zanneder misin ki Çanakkale’yi geçersin Bilir misin sen Conk Bayırını, Seddül Bahiri Günlerce akar oluk oluk kanlarımız boğazdan Ama bil ki burası Çanakkale, burası Anafartalar Topraktan şehitlerin fışkırdığını görmez misin Bu vatan için, bu topraklar için Binlerce yiğidin bu din için Şehitlik sırası beklediğini görmez misin Siperlerden acı feryatlar yükselir Bir bacağı top mermisi ile parçalanmış Bir asker bağırır “Komutanım son üç mermim kaldı Akın akın düşman geliyor üzerime Ne emredersin ? ” Komutan gür bir sesle haykırır “Dayan Mehmet dayan Allah bizimledir Dayan bak yardıma geliyor Melekler.” Bomba sesleri, tüfek sesleri, silah sesleri Hepsi birbirine karışmış, ortalık toz duman Komutan bağırır “Mehmet evladım dayan Hüseyin Onbaşı’ya söyle ; bir saate kadar, Yardım geliyor, mermi, silah, yiyecek ve su geliyor” Mehmet haykırır “Komutanım yiyecek ve su istemem, Vatanımın kurtuluşu için tek bir Mermi göndersinler yeter.” “Tamam ” diye bağırır komutan. “Bozma sen moralini “Verme düşmana geçit, terk etme sakın siperi.” Aradan 2 saat, 3 saat, 4 saat geçer Ne silahı gelir Mehmetçiğin ne mermisi, Şiddetlenmiştir artık düşmanın topu güllesi... Oluk oluk kanlar akmaktadır artık Ardında tam 250 bin Mehmetçik şehit... Çanakkale Boğazı olmuştur artık düşmana da mezar Komutan haykırır “Mehmet evladım kalk artık Bak zafer bizim, düşman döküldü denize. Kurtuldu artık ülkemiz, vatanımız, dinimiz.” Veremedi cevap Mehmet komutanın haykırışlarına Göremedi kafasını kaldırıp ta o muazzam zaferi Komutan gider Mehmet’in olduğu sipere Bakar ki Mehmet’in göğsünde büyük bir top mermisi Kolu bir tarafta bacağı bir tarafta Parçalamıştır bütün bedenini Kanlar içinde yatmaktadır cansız bedeni. “Mehmeeet” diye haykırır komutan Tüm boğaz yankılanır “Hani bana söz vermiştin Mehmet Hani köyündeki derede balık tutacaktık, Hani düğününe çağırıp, beraber halay çekecektik” Hani Mehmet oğlun olacaktı Benim adımı verecektin Hani oğlunun sünnetine beni de çağıracaktın Hani Mehmet oğlunu benim ilçemde okutacaktın Hani söz vermiştik zafere kadar ölmeyecektik Hani düşman denize dökülünceye kadar Dimdik ayakta kalacaktık savacaktık Kalk be Mehmet beni böyle gözü yaşlı bırakma Hadi Mehmet kalk nişanlına ne derim ben Kalk yiğidim anan seni bekliyor Kalk Mehmet kalk vatan seni bekliyor Kalk Mehmedim ay yıldızlı bayrağım seni bekliyor Kalk be yiğidim beni böyle boynu bükük bırakma Kalk ve konuş Mehmet konuş… Heyhat Mehmet’ten ne ses gelir ne soluk… Kapaklanır komutan Mehmet’in cansız bedenine Uzun bir zaman geçer, Conkbayırında, Anafartalarda Tekbir sesleri gelir, zafer türküleri söylenir Ardından ağıtlar yükselir semaya yürekler yakan… Çanakkale içinde bir uzun selvi Kimimiz nişanlı kimimiz evli… Çanakkale içinde vurdular beni Ölmeden mezara koydular beni...” Çanakkale içinde vurdular beni Ölmeden mezara koydular beni… Bir süre sonra komutan kendine gelir, ağır ağır, Oluk oluk kan akmıştır siperlere Mehmet’in kopan bacağından, parçalanan göğsünden... Mehmet’in elinde bir resim, göğsünde bir kitap Komutan resmi alıp bakar, nişanlısıdır Mehmet’in Ve göğsünde bayrağa sarılmış Kur’an-ı Kerim Bir de Mehmet’in siperin duvarına Kendi kanları ile yazdığı birkaç kelime “Komutanım haklıymışsın ölmeden önce Melekler geldi Müjdeyi verdi... Gerçekten inandım ki Burası Çanakkale Burası geçilmez...” Tüm dünya bilsin ki… Çanakkale geçilmez komutanım ÇANAKKALELER geçilmez… Faruk ANBARCIOĞLU |
kalemin daim olsun...bu güzel şiire saygılarımla esen kalınız.