SAPAN TAŞIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın DÜN GECEDEN BU YANA YİNE BAŞTA ÇOCUKLAR OLMAK ÜZERE, ASKER VE SİVİL AYRIMI YAPMADAN DÜNYANIN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKA BAKA FİLİSTİNLİLERİ ACIMADAN KATLEDEN İNSANLIKDAN NASİBİNİ ALAMAMIŞ İNSANLIK DIŞI MAHLUKLARA FİLİSTİNLİ BİR ÇOCUK GÖZÜ İLE İSYANIN ŞİİRİDİR
SAPAN TAŞI Anne bak yine uçak sesleri var Gökyüzü birazdan yine Cehennem yağdıracak üzerimize Yine evlerimizi yıkacaklar anne Yine arkadaşlarımın kolları kopacak Okul merdivenlerinde hala Abdullah’ın kopan bacağının Kanları var anne Silememişler kanlarını yerden Hüseyin’in, Ömer’in, Salih’in Kanları hala yerde arkadaşlarımın Hangisini silsinler ki Yine kan gölüne çevirecekler kasabamızı Başımıza yıkacaklar yine gök kubbemizi Durdur bu savaşı anne dayanamıyorum Bu tank sesleri, bu bomba sesleri Bu uçak seslerine dayanamıyorum Durdur bu vahşeti anne durdur Artık dayanamıyor yüreğim Fırlayacakmış gibi sanki yerinden anne Fırlayacakmış gibi Avuçlarını göğe uzat anne İnsanlar duymuyor feryatlarımızı Melekler duyar anne, Allah duyar Sen dualarını yap Ben sapan taşlarını hazırlarım Bir tanka bir sapan taşı Yeter anne Sen uzat avuçlarını gökyüzüne İnsanlara değil anne göğe uzat Ancak O anlar bizi İnsanlar çok meşgul anne Çok işleri var onların Yazlıklarının villalarının sorunları çok Meşgul etme onları bozma rahatlarını Sen Allah’a yönelt avuçlarını Eyvah geliyorlar yine üzerimize Okulumuzdan başladılar yine bombalamaya İşte üç çocuk daha düştü yere Macit de vuruldu bak ayağa kalkamıyor Okulun duvarları niye Böyle kıpkırmızı oldu anne Daha yeni boyamıştık halbuki öğretmenimizle Umutlarımız gibi gök mavisine Hani anne ben okuyacaktım Doktor olacaktım Kırılan kolları kopan bacaklarını Ameliyat edecektim arkadaşlarımın Anne Filistin demek kan mı demek Taşlarla kırılan kollar mı demek Yakılan okullar, yıkılan camiler Bombalanan hastaneler mi demek Filistin zulüm mü demek anne Gözyaşı mı demek Bir çöp varilinin arkasında Babasının kollarında Alnına kurşun saplanan Dokuz yaşındaki Salih’ler mi demek Filistin Filistin açlık mı demek Tank mı, bomba mı demek anne Peki ya insanlık ne demek Duyar mı insanlar bu dediklerimi anne Gücenirler mi yoksa insanlar bana Anne Filistin demek sapan taşı mı demek Tank ne demek anne Gökten yağan bombalar ne demek Peki insanlık ne demek Uygarlık ne demek İnsanca yaşamak ne demek anne Arkadaş ne demek, akraba ne demek A Anne ne demek, baba ne demek Okul ne demek anne... okul... okul Bütün bunlar ne anne Ne bunlar Bunlar ne anne, bunlar ne Anne bak uygarlık okulumuzdan sonra Şimdi de minarelerimizi bombalıyor Camilerimizi yıkıyor Artık ezanlarımız da okunmayacak Uygarlık okulları sevmez mi anne Uygarlık minareleri de mi sevmez Anne uygarlık insanları sever mi Çocukları, kuşları sever mi Çiçekleri, böcekleri sever mi Uygarlık sadece petrole bulanan Karabatak kuşlarını mı sever anne Neden biz Filistin’li olduk ki Filistinli olacağımıza Karabatak kuşu olsaydık ya anne Karabatak kuşu olsaydık ya Anne bak imam da kanlar içinde kaldı Bitiremedi ezanını Şimdi yuvarlanıyor acılar içinde Cami avlusunda Bu İsrailliler kaç kişi anne Kırk kişi var mı yoksa Ne kadar da çok tankları var Kara kara kapkara Ateş gibi kıpkırmızı bombaları var Bizim oyuncaklarımızdan bile çok tankları Nerdeyse bizim sapan taşlarımız kadar var anne Bizim sapan taşlarımız kadar Anne Macit’in annesi de ağlıyor Nerede insanlık diye bağırıyor Feryat ediyor insan arıyor insan Dünyada bizden başka Yaşayan insanlar da mı var anne Peki onlar nerede Onların da okullarını bombalayan İsrail askerleri mi var yoksa Onların da okulları yakılıyorsa Buradan onlara sapan taşı gönderelim Zavallıların okullarını camilerini yıkamasınlar Anne onlara yardım etmeyecek miyiz Niye susuyorsun Bak bizim yarım ekmeğimiz var Bölüşelim onlarla yarısını ne olur ki Belki açlıktan ağlayan bebekleri vardır Konuşsana anne, niye konuşmuyorsun Yoksa sende Abdullah’ın annesi gibi Benimle artık hiç konuşmayacak mısın Doktorlar Abdullah’a öyle demiş Annen artık hiç konuşamayacak Hiç gülemeyecek İsraillilere çok kızdı Artık ebediyen hiç konuşmayacak demiş Sende Abdullah’ın annesi gibi mi oldun Artık ne benimle ne başkasıyla Hiç mi konuşmayacaksın Peki ben kime anne diyeceğim Sen bana nasıl yavrum benim Canım benim diyeceksin İsraillilere kızıyorsan Benim suçum ne anne Konuşsana benimle Kalk artık kapatma gözlerini aç Kalk anne kalk yine geliyorlar Acele bana sapan taşı hazırla anne Bana sapan taşı hazırla Macit için, Salih için Filistin için, Lübnan için Gazze için Barış için, huzur için Kopan bacaklar için Kırılan kollar için Masum bebekler için Tüm dünya için Kalk bana sapan taşı hazırla anne Bana sapan taşı hazırla Gelemesinler üzerimize Ben daha çok küçüğüm Dayanamıyor bu savaşa kalbim Yeter artık yeter Gelemesinler kalk ve Bana sapan taşı hazırla anne Bana sapan taşı hazırla Faruk ANBARCIOĞLU
Anne bak yine uçak sesleri var
Gökyüzü birazdan yine Cehennem yağdıracak üzerimize Yine evlerimizi yıkacaklar anne Yine arkadaşlarımın kolları kopacak Okul merdivenlerinde hala Abdullah’ın kopan bacağının Kanları var anne Silememişler kanlarını yerden Hüseyin’in, Ömer’in, Salih’in… Kanları hala yerde arkadaşlarımın Hangisini silsinler ki… Yine kan gölüne çevirecekler kasabamızı Başımıza yıkacaklar yine gök kubbemizi Durdur bu savaşı anne dayanamıyorum Bu tank sesleri, bu bomba sesleri Bu uçak seslerine dayanamıyorum Durdur bu vahşeti anne durdur Artık dayanamıyor yüreğim Fırlayacakmış gibi sanki yerinden anne Fırlayacakmış gibi… Avuçlarını göğe uzat anne İnsanlar duymuyor feryatlarımızı Melekler duyar anne, Allah duyar Sen dualarını yap Ben sapan taşlarını hazırlarım Bir tanka bir sapan taşı Yeter anne Sen uzat avuçlarını gökyüzüne İnsanlara değil anne göğe uzat Ancak O anlar bizi İnsanlar çok meşgul anne Çok işleri var onların Yazlıklarının villalarının sorunları çok Meşgul etme onları bozma rahatlarını Sen Allah’a yönelt avuçlarını Eyvah geliyorlar yine üzerimize Okulumuzdan başladılar yine bombalamaya İşte üç çocuk daha düştü yere Macit de vuruldu bak ayağa kalkamıyor Okulun duvarları niye Böyle kıpkırmızı oldu anne Daha yeni boyamıştık halbuki öğretmenimizle Umutlarımız gibi gök mavisine Hani anne ben okuyacaktım Doktor olacaktım Kırılan kolları kopan bacaklarını Ameliyat edecektim arkadaşlarımın Anne Filistin demek kan mı demek Taşlarla kırılan kollar mı demek Yakılan okullar, yıkılan camiler Bombalanan hastaneler mi demek Filistin zulüm mü demek anne Gözyaşı mı demek Bir çöp varilinin arkasında Babasının kollarında Alnına kurşun saplanan Dokuz yaşındaki Salih’ler mi demek Filistin Filistin açlık mı demek Tank mı, bomba mı demek anne Peki ya insanlık ne demek Duyar mı insanlar bu dediklerimi anne Gücenirler mi yoksa insanlar bana Anne Filistin demek sapan taşı mı demek Tank ne demek anne Gökten yağan bombalar ne demek Peki insanlık ne demek Uygarlık ne demek İnsanca yaşamak ne demek anne Arkadaş ne demek, akraba ne demek Anne ne demek, baba ne demek Okul ne demek anne... okul... okul Bütün bunlar ne anne Ne bunlar Bunlar ne anne, bunlar ne Anne bak uygarlık okulumuzdan sonra Şimdi de minarelerimizi bombalıyor Camilerimizi yıkıyor Artık ezanlarımız da okunmayacak Uygarlık okulları sevmez mi anne Uygarlık minareleri de mi sevmez Anne uygarlık insanları sever mi Çocukları, kuşları sever mi Çiçekleri, böcekleri sever mi Uygarlık sadece petrole bulanan Karabatak kuşlarını mı sever anne Neden biz Filistin’li olduk ki Filistinli olacağımıza Karabatak kuşu olsaydık ya anne Karabatak kuşu olsaydık ya Anne bak imam da kanlar içinde kaldı Bitiremedi ezanını Şimdi yuvarlanıyor acılar içinde Cami avlusunda Bu İsrailliler kaç kişi anne Kırk kişi var mı yoksa Ne kadar da çok tankları var Kara kara kapkara Ateş gibi kıpkırmızı bombaları var Bizim oyuncaklarımızdan bile çok tankları Nerdeyse bizim sapan taşlarımız kadar var anne Bizim sapan taşlarımız kadar Anne Macit’in annesi de ağlıyor Nerede insanlık diye bağırıyor Feryat ediyor insan arıyor insan Dünyada bizden başka Yaşayan insanlar da mı var anne Peki onlar nerede Onların da okullarını bombalayan İsrail askerleri mi var yoksa Onların da okulları yakılıyorsa Buradan onlara sapan taşı gönderelim Zavallıların okullarını camilerini yıkamasınlar Anne onlara yardım etmeyecek miyiz Niye susuyorsun Bak bizim yarım ekmeğimiz var Bölüşelim onlarla yarısını ne olur ki Belki açlıktan ağlayan bebekleri vardır Konuşsana anne, niye konuşmuyorsun Yoksa sende Abdullah’ın annesi gibi Benimle artık hiç konuşmayacak mısın Doktorlar Abdullah’a öyle demiş Annen artık hiç konuşamayacak Hiç gülemeyecek İsraillilere çok kızdı Artık ebediyen hiç konuşmayacak demiş Sende Abdullah’ın annesi gibi mi oldun Artık ne benimle ne başkasıyla Hiç mi konuşmayacaksın Peki ben kime anne diyeceğim Sen bana nasıl yavrum benim Canım benim diyeceksin İsraillilere kızıyorsan Benim suçum ne anne Konuşsana benimle Kalk artık kapatma gözlerini aç Kalk anne kalk yine geliyorlar Acele bana sapan taşı hazırla anne Bana sapan taşı hazırla Macit için, Salih için Filistin için, Lübnan için Gazze için Barış için, huzur için Kopan bacaklar için Kırılan kollar için Masum bebekler için Tüm dünya için Kalk bana sapan taşı hazırla anne Bana sapan taşı hazırla Gelemesinler üzerimize Ben daha çok küçüğüm Dayanamıyor bu savaşa kalbim Yeter artık yeter Gelemesinler kalk ve Bana sapan taşı hazırla anne Bana sapan taşı hazırla Faruk ANBARCIOĞLU |
dayanamadığım manzaraların şiirinede dayanamadım :(((((((((((kalemin daim olsun saygılarımla